Türkiye’de Somelye Olmak: Tayfun Altun

Türkiye’de şaraba olan ilginin artmasıyla, bizde fazla bilinmeyen somelye mesleğine ilgide artmaya başladı. Artık ülkemizde önemli restoranlarında somelye bulunuyor. Süha Balın  ülkemizde somelye mesleğini yerine getiren arkadaşlarla somelye olma serüvenlerini konuştu…

Sevgili Tayfun Altun, Türkiye’de çok az bilinen bir mesleği dalında çalışıyorsun.  Nasıl somelye olmaya karar verdin?
Aslında Sommelier olmak değildi ilk amacım,  mesleğimde donanımlı olmaktı… İyi bir servis elemanının  servis ettigi yemek kadar menüdeki şaraplarında çok iyi bir şeklide bilinmesi gerektiğini düşünüyordum. İlk olarak Doluca firmasının gümüş tirboşon eğitimine katılarak bu serüvene başlamış oldum.

Somelye olmak için nasıl bir eğitim sürecinden geçiliyor? Sen nasıl bir süreçten geçtin?
Doluca firmasının Gümüş, Altın ve Master eğitimlerini başarıyla tamamlayıp  Kayra Akademide WEST 1,WEST 2,WEST 3  eğitimleri aldım.

Bugüne kadar hangi mekânlarda somelye olarak çalıştın? Karşılaştığın başlıca zorluklar neler?
Ben yaklaşık 12 yıldır InterContinantel İstanbul Otelinde çalışmaktayım.  Uluslararası bir otel olduğumuz için yabancı misafir potansiyelimiz çok geniş. Özellikle Fransız ve İtalyan şaraplarının ününün yanında  Türk şarabına olan ön yargıyı kırmak ve Türk üzümlerini anlatmak için çok uğraş veriyorum. Bugüne kadar  çoğunda da başarılı oldum. Hatta otelden ayrılırlarken  ellerinde ülkemizin şaraplarını gördüğümdeki haz ; hak verirsiniz ki kayda değer.

Çalıştığın restoranda şarap listesi oluştururken nelere dikkat ediyorsun?  Türkiye’de somelyeler tam olarak istedikleri gibi bir şarap listesi hazırlayabiliyor mu? Bu konuda ne kadar söz sahibisiniz?
Çalıştığım otelin üç tane restoranı bulunmakta. Restoranların konseptine ve menüsünü göz önüne alarak  oluşturmaktayım. Örneğin Türk mutfağının hakim olduğu restoranımızda;  Türk şaraplarını ağırlıkta tutarak gelen misafirlerin geleneksel  yemeklerimizle Türk şaraplarını deneme imkanı sunuyorum. Bu konuda oldukça zengin bir menüye sahibim, sıkıntı yaşamıyorum. Bizim gibi uluslar arası bir işletmeninde oldukça zengin bir kavı olması gerekmektedir.

Şarabı seçen, sunan biri olarak, içtiğin ilk şarabı hatırlıyor musun? Bu çerçevede sevdiğin şarapları, bölgeleri sormak isterim?
Benim ilk içtiğim şarap Yakut’tu. Zaten şaraba olan ilgim ve sevgim ondan sonra başladı.Aslında pek ayırmam ama en çok begendiğim Fransa Bordeaux, Saint-Emillon, İtalya PİEMONTE Arjantin Mendoza

Son olarak iş hayatında başarılar dileyerek, bu mesleğe seçeceklere neler önerirsin?
Aslında  mesleği değil ilk önce şarabı sevmeniz lazım. Eğer onu severseniz, kokusundan, tarihinden veya şart değil ama yudumladığınız anda hissettiklerinizle birlikte bir uyum yakalayabilirseniz başarılı olursunuz. Eğer bu işi yapmak istiyorsanız; Çoğu zaman özel hayatınızdan ailenizden fedakarlıklar yapmanız gerekecek. Sonuç olarak yapmış olduğunuz bu fedakarlıkların yanında çevrenizdende destek görürseniz başarı kaçınılmaz olur. Mesleğe yönelmeyi düşünen arkadaşlar için şimdiden başarılar dilerim. Teşekkürler.

Yorum