Bio Şarap

“Yaklaşık 50 yıl önce, Rudolf Steiner’in Uygulamalı Düşünme Eğitimi (Practical Training in Thinking) adlı kitapçığı bizi bitkileri yeni ve alışılmadık bir şekilde gözlemlemeye teşvik etti. Kısa süre içinde, aynı yetiştirme şekli ve koşullarına rağmen, aynı ana bitki, tohum, filizlenme ve gübreleme ile büyütülen bitkiler arasında belirgin farklar bulduk. Aynı büyüklükteki parsel ya da tepsilerden biri diğerinden çoğu zaman daha fazla ürün veriyordu. Her ikisi de aynı şekilde yetiştirildiği için farklılık ‘uzamsal’ alemde değil ‘zamansal’ alemde yatıyor olmalıydı.”Son zamanlarda adını sıkça duyduğumuz byodinamik tarımın yaratıcılarından Maria Thun bu tarım şeklinin nasıl yaratıldığını Yaşam İçin Bahçecilik (Erfahrungen für den Garten)  adlı kitabında böyle anlatıyor.Aslında Biyodinamik tarımın temelleri 1924 yılında ünlü flilozof, eğitimci biliminsanı, esoterist yazar Rudolf Steiner tarafından atıldı. İnsanlığın binlerce yıllık birikimlerinin daha bilimsel bir yaklaşımla tarımda kullanılması için çiftçilere bir diz seminer verdi. Bu seminerlerde ay ve yıldızların etkilerinden tarımda nasıl yararlanabileceğimizi anlatarak biyodimanik bağcılığın temel prensiplerini yarattı.

Aradan geçen yıllarda özellikle yaşadığımız yüzyılda hızla gelişen talep her üretim metasını etkilediği gibi tarımsal ürünleri de etkiledi. Teknolojinin ve bilimin sonsuz imkanlarını kullanan tarım ürünü yetiştiren çiftlikler zamanla bir fabrikaya dönüştü. Öylesine garip bir duruma geldik ki artık şehirlerde ki marketlerimizde hiçbir kusuru olmayan çok zor bozulan üstelikte her mevsim bulunana tarım ürünleriyle dolar oldu.

Bu nedenle kadim bilgiler ışığında ortaya konulan ekolojik tarım, organik tarım, biyodinamik tarım gibi kavramlar dünyanın giderek daha çok ilgilendiği konular haline geldi.Yılda bir iki defa haberlerde çıkan “hormonlu domateslerimiz Rusya’dan döndü” yada “Almanya bizden çilek alımını yasakladı” haberleri ile ülkemizde de insanlar konu hakkında düşünmeye başladılar.Oysa bu konu uzun yıllardır üzerinde çalışan insanlar belli kurallar dahilinde geleneksel yöntemler ile yapılan tarım uygulamalarının çok iyi sonuçlar verdiğini kanıtladılar.Gittikçe kuralları denetlemeleri daha iyi blirlenmeye başlayan Biyodinamik Tarım başlığı altında Biyodinamik Bağcılık kavramıda yavaş yavaş şarap severlerin hayatına girdi.

Peki nedir bu Biyodinamik bağcılık?
İlhamını geleneksel tarım uygulamalarında alan Organik (ekolojik) tarımdan Ay takvimini dikkate almak dışında hemen her konuda aynı yolu izleyen bir tarım metodudur.Sadece yetiştidiğiniz ürüne değil ürünün yaşadığı floral sistemede saygı gösterir.
Bunun dışında bazıları akla yatkın gelmesede Biyodinamik bağcılık yapmak istiyorsanız uymanız gereken pek çok kural bulunmaktadır.
Bağ sıraların arasına tahıl yada benzeri bitkiler dikmek bu tarz bağcılık uygulamalarından birisidir. Bu sayede kökleri vasıtası ile kanallar açan bu bitkiler yağmur yağdığında bu kanallar vasıta ile su tutarak asmanın aşırı su tutmasına  engel oluyorlar. Sadece  bağ arasına değil, bağın etrafına da çeşitli bitkiler  dikerek bağın floral zenginliğini arttırmakta tavsiye edilen uygulamalardan.
Bağların yakınlarında sığır, inek, koyun gibi havyanlar yetiştirip ve tabi ki bu hayvanlarıda doğal besi ile besleyip dışkılarını doğal gübre olarak kullanımı yaygın olan bir Biyodinamik Bağcılık uygulamasıdır.
Biraz büyücülüğü andırıyor olsa da oküz boynuzu içerisine çeşitli otlar ve başka maddeler doldurup bunları baharda toprağa gömüp zamanı geldiğinde içeriği sadece seramik kaplarda ve doğal ortamda belirli bir sistemetikle devamlı karıştırıp bağlar için ilaç hazırlamak gibi yöntemlerde var.
Bağlara kesinlikle motorlu araç sokmadan atlarla sürüp, sürgünleri iple değil samanla bağlamalarıda insanın hoşuna gitmiyor değil.
Üstelik tüm bu yaptıkları uygulamaları ay takvimi,ne göre yapıyorlar. Koca denizin gelip-gitmesine (med-cezir) neden olan ay üzümünüzün kalitesine neden etki etmesin ki? Diye düşünor olabilier. Bence pekte haksız sayılmazlar.
Tüm bunların yazarken ve belki siz okurken bu uygulamalar kulağa garip geliyor değil mi? Aslında hiçte garip gelmemesi lazım 8000 yıldan beri şarap üretilen bu topraklarda insanlar binlerce yıl boyunca bu şekilde şarap ürettiler. Bugün neden bu kadar doğalını üretmesinler ki?
Bu arada Ay takvimi sadece retimde değil tüketimde de kullanılıyor. Aşağıda şarap üreticisi Dominic Bairague’nın hazırladığı Aysal tadım takvimini bulabilirsiniz. Eğer size pek inandırıcı gelmiyorsa İngiliterenin en önemli şarap satıcılarından Tesco’nun tadım günlerini buna benzer bir takvime göre belirlediğini bilmenizi isterim.
Biyodinamik bağcılığın, ekolojik tarımdan daha faydalı olduğunu gösteren “şimdilik” hiçbir kanıt yok. Ama böyle bir kanıt olmasa bile yaşadığımız dünyaya bu kadar saygı gösteren bir üretim yönteminin iyi olduğunu düşünmek insana kendini iyi hissettiriyor.

Yeşil Günler: Çok iyi tadım günleri
Mavi Günler: İyi tadım günü
Kırmızı günler: Olumsuz yorum vermeye yakın gün
Sarı Günler: Tadım için kötü gün

6/10/2014