Vedat Milor Şarap Biliyor mu?

Ahmet Gök

Vedat Milor Şarap Biliyor mu?

Vedat Milor ile bir kadeh şarap etrafında sohbet edebildiğim için kendi şanslı sayarım. Şarap yemek eşleştirmeli, yemeli içmeli tadım organizasyonlarında birlikte olmak keyifliydi. Sektörde bu tarz organizasyonlar çok yapılır. Yeni şaraplar, yeni lezzetler kadar, bu şarap buluşmalarında yeni şarap severler ile tanışma imkanı bulursunuz. Bugünler de aramıza korana girmiş olsa da bitecek elbet, hasret bugün olmazsa yarın sona erecek.

“sizi bir yerlerden tanır gibiyim
galiba bodrum’daydı geçen yaz
t-shirt’leriniz vardı türkuvaz
pabuçlar ‘all star american’
ne tutucuydunuz ne de bağnaz
sabah kahvaltısında beethoven chopin
akşamları hacı ârif incesaz
ne çok enkaz”*

Elbette, yemek sohbetleri geçtiğimiz yıllarda kaybettiğimiz, Ahmet Necdet ‘in sevdiğim şiiri “ne çok enkaz” dizeleriyle başlamazdı. Ama muhabbet mutlaka, (bir yerlerden tanışıyor muyuz?) etrafında gelişir, oradan sosyal medyaya sıçrar ve sonunda Keyif Notları etrafında şarap muhabbetine dönüşür. Sohbet uzayıp nice kadehler kaldırılınca, eninde sonunda o meşhur soru gelir; Vedat Milor şarap biliyor mu? Çoğu zaman Vedat Beyle de sınırlı kalmaz, zaman zaman Ertuğrul Özkök’e kadar uzanır

Gel şimdi, çık çıkabilirsen işin içinden. Vedat Milor şarap biliyor mu? Bilmiyor mu? Elbette bildiğini biliyoruz da biliyor diye kestirip atmak da olmuyor. Mevzu yeterince derin, marangoz şaraplarından “bizim şarapları içmek yerine, su içerim daha iyi” ye kadar uzanıyor.

Genelde verdiğim yanıt, evet “Vedat Milor çok iyi şarap bilir”oluyor.

Vedat Milor‘u çok uzun zamandır beğeni ile takip ederim. Şarap başta olmak üzere, gastronomi alanında, yazılarını okumak benim için her zaman keyifli olmuştur. Her şeyden önce iyi bir araştırmacı, iyi bir okur, iyi bir yazar…

Sanırım bana bu soruların sorulmasının en büyük nedeni, şarapla ilgili zaman zaman kışkırtıcı bir dille kaleme aldığı sansasyonel yazılarıyla gündem olmasından kaynaklandığını düşünüyorum.  Zira nerdeyse hiç kimse, yemek yazılarında, satır aralarında geçen keyifli şarap adları ve eşleşmelerinden söz etmiyor. Vedat Milor’un önerdiği / yazdığı şarabı içtim, beğendim, beğenmedim diyenine, ne yazık ki çok az rastladım. Genelde verdiğim yanıt, evet “Vedat Milor çok iyi şarap bilir” oluyor. Özellikle dünyada da son yıllarda moda olan doğal şarapları, baştan beri tercih ediyor. Geleneksel yöntemlerle vahşi maya kullanılarak ve daha az müdahale görmüş şarapları seviyor. Bu şaraplar yüksek asitli, canlı ve diri şaraplar, yemek şarap eşleştirmesine, çok özen göstererek tüketmeyi tercih ediyor. Aşırı fıçı görmüş şaraplardan hoşlanmıyor. Pahalı şarapların aksine, fiyat kalite performansı uygun şarapları öneriyor ki burada da nedense pahalı şaraplar içtiği ve önerdiği algısı var.

Zaten iyi şarap bilen biri, öyle herkesin tanıdığı, dünyada kabul edilen şarapları da kolay kolay önermez. Biraz mütevazi olur, içen var, içemeyen var. Aksine kimsenin bilmediği kıyıda köşede kalmış hazinelerin peşinden gider ve onları önermeye özen gösterir. Bu bir keşif, bu bir dönüm noktasıdır. Şarabı markasından önce içindeki sıvının performansına göre içmeye başladığınızı an, şarap içmeyi öğrenmeye başladığınız zamandır. Şarap bilmek, şarap içmek ve şarap içmeyi bilmek çok ama çok farklı kavramlar… Biraz dikkatli takip edenler Vedat Milor’un tüm önerilerinin neredeyse bu yönde olduğunu yani içtiğini, tattığını görebilir…

Vedat Milor Seçimi Şaraplar…

Vedat Milor, Lucien Arkas ile dünyanın her yerinden, 10- 15 € ve altında Vedat Milor Seçimi Şarapları Türkiye getirdi. Kurulan bu ilk şirket, idealist bir başlangıç ve yolculuktu, keşke bu çizgide hep devam edilseydi. Keyifli başlayan ortaklığın keyifsiz sonladığına dair rivayetler olsa da biz bu ortaklığın şarap bölümünde öteye geçmeyelim.

Wise Wine Selection adıyla hayata geçen Metro Toptancı Marketleri projesinde ise ilk heyecan ve özenin oldukça uzağındaydı. Metro’nun Vedat Milor ile yapmayı planladığı çalışmanın ikinci aşaması olan Wise Wine Local Selection’un, meşhur “ …su içerim” çıkışının yansımaları sonucu Vedat Milor olmadan yoluna devam etti. Metro Toptancı Marketleri’in bu güzel düşüncesi, fazlaca özensiz bir çalışma olarak şarap tarihimizde yoluna devam ediyor.

Vedat Milor Büyülübağ Şarapları…

2011 yılında, Vedat Milor bu sefer Büyülübağ Şarapları ile birlikte kendi adına şarap yapma serüvenine başlıyordu. Büyülübağ Vedat Milor Serisi adıyla üretilen 5 farklı şarapla karşımıza çıkıyordu. Yemek şarap eşleşmelerinin özenle yapıldığı sınırlı üretim şaraplar bugün de şarap severlerle buluşmaya devam ediyor.

Vedat Milor ile bir defa da kör tadımda birlikte olduk. İzmir’de 2011 Tarihinde Ayhan GüleyenUmay Çeviker, B. Arif Öncü ve İlker Özdemir‘in kurduğu Şarap Tutkunları grubunun organizasyonda: Vedat Milor, Mustafa Çamlıca, Murat Mumcuoğlu ile birlikte katıldığımız; Yıllanmış Kırmızı Türk Şarapları Kör Tadımı, benim içinde olduğum, bildiğim en kapsamlı tadımlarından biridir. Bütün katılımcıların puanlamada çok acımasız olduğu ilginç bir tadımdı. Bu tadımda öne çıkan şarap tadım için kavımdan götürdüğüm ve tadımın en yüksek puanını alan “1970 Kavaklıdere Özel Kalecik Karası” idi. Vedat Milor ve Mustafa Çamlıca’nın kadehlerine geldikleri anda etkilendiğini gördüğüm şarabın Kavaklıdere Kalecik Karası 1970 olup / olmadığı üzerine iddiaya girdik. Sonuç: Vedat Milor şarabı köşesinde, Mustafa Çamlıca’da Kalecik Karası’na bağlarında yer verdi. İyi ki de dikmiş, günün kazanı olarak Kalecik Karası Trakya’da kendine bir yaşam alanı buldu.

Vedat Milor gibi iyi şarap bilenler, her gün pahalı şarap içmiyor… Ama kaç paraya nasıl şarap içebileceğini biliyor. Biraz da şarap bilmek bu, onca yazılan çizilen arasında kendi damak zevkinize, kendi bütçenize göre en iyi şarabı bulup içmek. Yani doğruyu seçip bulmak yine siz şarap severlere düşüyor… Kadehinizden sevdiğiniz şarap eksik olmasın…

“sizi bir yerlerden tanır gibiyim
mutlaka bodrum’daydı geçen yaz
dostlarınız vardı köylü ve kurnaz
bireysel konularda acımasız
ülke sorunlarında vurdumduymaz
batı’lı düşünür doğu’lu yaşardınız
azıcık hicazkâr her dem şehnaz
ne çok enkaz
”*

*Ahmet Necdet, Ne Çok Enkaz, Broy Yayınları 1988

Yorum