Muscadet:Metal Rock Gibi Sert Bir Beyaz

Loire vadisi iyi Sauvignon Blanc’ları ile bilinir. Doğudan batıya akan bu nehir sırasıyla Sancerre, Pouilly Fume, Saumour, Anjou gibi teruarlara eşlik eder. Loire, Atlantik Okyanusuna yaklaşırken birleşerek kendine katılan iki küçük nehirle güçlenir ki bunlar; Sevre Nantaise ve Maine’dir. Nantes şehrinin güneyinde yer alan Muscadet-Sevre-et-Maine, AOC apelasyonu sahibi dört bölgenin en geniş olanıdır. Her iki nehrin her iki yakasında toplam 23 köyü içerir. Bunların ortasında orta büyüklükte bir kasaba olan Clisson vardır.

İşte biz bu Clisson’a tamamen başka bir nedenle, oğlumun bir anlamda oyununa gelerek gittik. On sekiz yaşını doldurmakta olan oğlum en sevimli hali ile ‘babacım bir rock konseri var, sence de uygunsa beraber gidelim mi?’ diye sorduğunda başıma geleceklerden habersizdim. Kendi kendime ‘’şarabın peşinde dolaşmadığın yer yok, bu kere de konsere git oğlun için’’ deyip olumlu cevap verdim. Nerden bilirdim ki dostlar, bu üç gün süren, 200 civarı grubun katıldığı, çadırlarda kalan 220.000 kişinin izleyici olarak bulunduğu bir heavy metal rock festivaliymiş. Adı Hellfest. Clisson’lu dahi bir girişimci 2006 yılından beri düzenlemekte. Üç gün hayat duruyor. Tam öğle vakti saat 12’de beş ayrı sahnede çalmaya başlayan gruplar sabaha karşı 02’den önce pes etmiyorlar. Mukavva çadırlarda kalan onbinler olduğu gibi kendi çadırını da getirip kuranlar var. Oğlum sorduğunda rahat edebilmek için VIP Hotel alternatifini hemen seçmiştim, Üstelik geceliği 250 eurodan. Bizim VIP Hotel konteyner çıkmasın mı? Önce ‘’soyulduk, haydut bunlar’’diye söylenmeme rağmen sadece 30 tane bulunan kontaynerlarda kalan 60 kişi için ayrılan 10 adet sahra tuvaletinin değerini ertesi sabah dışarıda tuvalet sırası bekleyen yüzlerce kişiyi görünce anladım. Gerçekten VIP’dik.
Özenle seçerek Bring Me The Horizon, Slayer, Twisted Sister, Rammstein, Megadeth ve nihayet Black Sabbath izledim. Konserlerde Motörhead’in olağanüstü lideri, büyük kayıp Lemmy Kilmaster’ı andık. Oğlum 30 civarı grubu takip ederek amacına ulaştı. ‘Baba, Satriani gitarıyla resmen sevişiyordu’ diye de gözlemini aktardı.
Peki, üç gün başka ne yaptın diye soracak olursanız, fırsatı kaçırmadım ve Muscadet’i araştırdım, bağları gezdim, üreticiler ile tanıştım ve tadımlar yaptım. Geriye size aktarmak kaldı. 
Bu bölgenin üzümü Muscadet’dir. Nam-ı diğer Melon de Burgogne. Burgonya’dan 17. yüzyılda buraya göç etmiş ve yeni yerini sevmiştir. Hollandalı tüccarların bu üzümü eau de vie yapmak üzere bu bölgeye getirdikleri de söylenir. Toprak potasyum ve magnezyumdan zengin çakıllı, killi, kumlu, granit içeren volkanik bir topraktır. Nantes’ın güney doğusunda yer alan Muscadet et Sevre et Maine hem en büyük bağ alanıdır hem de en iyi örnekleri verir. 1937 yılında oluşan apelasyon bölgeyi Muscadet –Coteaux de la Loire, Muscadet-Cotes de Grandlieu ve AOC Muscadet’in eklenmesiyle dörde ayırmıştır. Yaklaşık 10.000 hektar bağ alanı bulunmaktadır. Okyanus ikliminin egemen olduğu bölgede hava serin ve yağışlıdır.
Önceleri sıradan ürünler veren bölgede rivayet olunur ki kalite ‘’honeymoon barrel’’ nedeniyle yükselmiştir. Hasat ve şarap yapımını ve hatta şişelenerek tüm işlerin bitmesini bekleyen bir nikah töreni için ayrılmış fıçıdaki şarabın çok kaliteli olduğunu gören üreticiler ‘’sur-lie’’ metodunu kazayla keşfetmiş, otoliz ve uzayan fermantasyon sonrası ortaya çıkan yağlımsı dolgun gövde artık başka bir şarap yapmalarının başlangıcı olmuştur. Sur-lie ve batonaj ile ölü mayalar ve debris şarabın fıçı bazlı tanen ve pigmentlerle karşılaşmasında bir çeşit tampon görevi yaparak şaraba gövde ve derinlik sağlamaktadır.
En iyi köyler Versant, Vertou, Vallet ve Chapelle-Heulin’dir. Erken hasat yüksek asit verir. Geç hasat her ne kadar fenolik olgunluğu arttırsa da asit derhal düşer. Sevre et Maine apelasyonun en iyi bölgesidir. AOC Muscadet ise en alt. Apelasyon sadece Muscadet üzümünün kullanılmasına izin verir. Alkol %12’yi geçemez. Şarap en az martın 3. haftasına kadar fıçıda sur-lie kalmalıdır ve takiben aktarmasız ve filtre edilmeden şişelenmelidir. Bu nedenle şişede hafif CO2 kalabilir ve tadımda hafif efervesan etki görülebilir.
Çok açık sarı, parlak renkli Muscadet şarabı burunda yeşil elma, eskimiş limon ve kabuğu, yeşil armut, deniz kabuğu, tuz, deniz yosunu, taze ekmek gibi aromalar ile öne çıkar. Damakta hafif gövdeli, sek (<3 gr/lt), canlı, gevrek, yüksek asitli ve mineral bitişlidir. Bu nedenle kimi uzman sömeliyeler tarafından istiridye şarabı diye isimlendirilmiştir. Önerilen servis ısısı 9-11 derecedir. Midye, tarak, istiridye, kerevit, ıstakoz gibi yumuşakça ve kabuklular yanı sıra güzel bir somon ya da sardalye eşlikçisidir. Brie, Parmesan ve Gouda gibi peynirlere uyum sağlar.
Tadımlarını yaptığımız önde gelen üreticiler;  L’d’Or Muscadet, Pierre Luneau-Papin, Dom la Haute Fevrie, Bruno Cormerais ve Domaine de la Pepiere olarak sayılabilir. Son bildirilen  üretici olan Perriere’de, sahipleri Marie Francoise ve Christian Pineau ile yaptığımız tadımda 2010 hatta 2005 yılına ait rekoltelerin şaşılacak ölçüde canlı ve iyi korunmuş olduğunu saptadık.
En iyisi bir kadeh bıçak gibi diri Muscadet yanında Motörhead’in No sleep ‘til Hammersmith otuzüçlüğünü döndürelim ve birinci sırada çalacak kült hitleri Ace of Spades ‘de Lemmy’nin boğuk ve pürüzlü sesiyle anarşik hayallere dalalım.
Yorum