Silvaner Almanya’nın “İsviçre Çakısı”

Silvaner üzümünün kökeni ile ilgili bir çok spekülasyon yapılmış ve kökeninin Romanya’da Transilvanya veya Orta Asya’daki Silvan şehri olduğu iddia edilmiştir. Ancak yapılan genetik araştırmalar, Silvaner’in Avusturya üzümleri olan “Traminer” ve “Österreichisch Weiss” üzümlerinin doğal çaprazlaması olduğu kanıtlanmıştır. Böylece Silvaner’in ana yurdunun Alp’ler olduğu ortaya çıkmıştır.

 

Silvaner, bugünkü ana yurdu olan Almanya’ya, 17. yüzyılın ortalarında getirilmiştir. Manastır keşişleri, 1659 yılında Silvaner üzümünü Franken bölgesine, Würzburg yakınlarındaki Castell’e getirmişlerdir. Silvaner, daha sonra Rheinhessen, Pfalz  ve Nahe bölgelerinde de üretilmeye başlanmıştır. Bu üzüme Katolik üreticiler, “Franken” Protestan üreticiler ise “Österreicher”demişlerdir. Aynı üzüme İsviçre’nin Wallis bölgesinde “Johannisberger” Fransa’nın Alsace bölgesinde ise “Sylvaner” denilmektedir.

 

Franken bölgesinde gelişen Silvaner; 1930 yılında Almanya’nın %30 bağ alanına sahip en gözde üzümü haline gelmiştir. Verimli hasat, bu gelişmenin ana sebebi olmuştur. Silvaner, yaklaşık yirmi yıl boyunca Almanya’nın en gözde üzümü olmuş ancak daha sonra hızlı bir şekilde gerilemiştir. Bugün ise Almanya’daki toplam 102.000          hektar bağ alanının  sadece % 5,2 sine tekabül eden; ağırlıklı olarak Rheinhessen, Franken ve Pfalz bölgelerinde 5300 hektarlık bir alanda üretimi sürmektedir. Bu gerileme çok şaşırtıcıdır. Ne var ki, bu gerilemenin en büyük sebebi, Silvaner’in yüksek verimi olmuştur. Zira yüksek hasat miktarlarında Silvaner, ince, sulu ve ekşidir.

 

Günümüzde Silvaner, Almanya’nın beyaz üzüm cinsleri arasında Riesling ve Müller-Thurgau (Rivaner) üzümlerinden sonra üçüncü sırada gelmektedir. Silvaner Rheinhessen bölgesinde toplam bağ alanının %9’unda, 3200 hektarlık alanda üretilmekte olup, daha ziyade “Rheinhessen Silvaner” (RS) adı altında sek masa şarabı olarak pazarlanmaktadır. En karakterli ve en güçlü Silvaner şarapları ise sadece 1300 hektarlık bir alanda, Franken bölgesinde üretilmektedir. Franken bölgesinde üretilen bu şarabın bir özelliği de, genellikle “Bocksbeutel” diye adlandırılan büyük bir parfüm şişesini andıran yassı şişelerde pazarlanmasıdır.

 

Silvaner’in gerçek potansiyeli geç de olsa ortaya çıkmıştır. Kendisine hak ettiği ilgi gösterildiği takdirde mucizeler yaratabildiğini kanıtlamıştır. Silvaner; kerpiçli, kireçli ve kırmızı kumlu balçık toprakları sevmekte; taşlı ve kuru altyapılı olan zeminlerden ise hiç hoşlanmamaktadır. Dona karşı çok duyarlıdır ve hiç hoşlanmaz. Sıcağa dayanıklıdır. Uygun teruar şartlarında verim düşürücü önlemler ile kendini en güzel haliyle göstermektedir. Bu üzüm, teruarı en iyi şekilde yansıtarak, meyveli aroması, topraksı tonları ve canlılık veren asiditesi ile zirveye çıkar.

 

Silvaner’in en karakteristik özelliği, ön burundaki hoş kokusudur. Çarkıfelek ve baharat kokularına, arka planda saman ve çim kokuları eşlik eder. Silvaner açık sarı ile yoğun sarı arasında renkte olup, orta gövdeli, şeftali, elma, armut, badem, çimen ve topraksı aromalara ve canlılık veren bir asiditeye sahiptir.

 

Silvaner şarabının çok farklı stilleri vardır. Bu stiller, farklı teruarların özelliklerini şaraba yansıtır. Şarabın karakteri ve aromaları, bağın konumu ve buradaki iklim şartları ile yakından ilgilidir. Silvaner, meyve aromalı, orta ve güçlü gövdeli, yumuşak asiditeli, fıçı marifetiyle kaymaksı tatlarla, geç hasat tatlı gibi çok değişik ve farklı karakterlerle karşımıza çıkabilir. Silvaner üzümünden aynı zamanda köpüklü şarap da yapılabilmektedir. Silvaner üzümü ile “Orange Wine” da yapmak mümkündür. Bu şarap ismini kehribar görüntüsündeki renginden almaktadır. Bu tarz şaraplar; üzümlerin toplandıktan sonra uzun süreler kırmızı şarap üretir gibi maserasyon işlemine tabi tutularak,  kabuk ve çekirdek kontağı ile; renk ve gövde kazanmasından sonra sıkılmaktadır. Silvaner’in bu farklı özelliklerinden dolayı onu “İsviçre Çakısı”na benzetmek mümkündür.

 

Bu farklı stiller ve tatlar, Silvaner’i yemek eşleştirmesinde de çok özellikli kılar. Silvaner, aperitif olarak tek başına veya peynirle birlikte içilebileceği gibi; başta kuşkonmaz olmak üzere her türlü sebze yemekleri, çeşitli salatalar, sushi ve balıklar, kanatlılar ve kanatlıların ciğeri ile ve her türlü açık renkli etlerle çok iyi eşlikçidir. Ayrıca geç hasat Silvaner şarapları ile puding, hafif ve sütlü tatlılar, kuvvetli peynirleri eşleştirebilirsiniz. Ya da benim çok sık yaptığım gibi Silvaner’i yemek pişirirken tadabilirsiniz. Ortaya çok yaratıcı yemekler çıkıyor,
bilginize.

 

Silvaner’in Riesling gibi yüksek bir asiditeye sahip olmamasından dolayı ve zaman içinde meyve aromalarını kaybedebileceği için, çok uzun süreler saklamadan tüketmek gerekir. Ancak Silvaner’in Spaetlese ve Auslese gibi geç hasat versiyonlarını on senenin üzerinde de keyifle içebilirsiniz.

 

Dilerim bu güzel tatlar kadehlerinizden eksik olmaz.

 

8/16/2019

Yorum