Ok yaydan çıkmıştı artık, Pers Kralının, çalışanlarını maaşını şarapla ödendiği duyan Eski Mısırlılar şarabın ganimetlerinden faydalanmayı kafalarına koymuşlar… O yıllarda bölgelerinde yetişen Muscat Of Alexandria yani bizim bildiğimiz İskenderiye Misketi üzümünden doğal olarak tatlı şaraplar yapıyorlardı… Fakat gelin görün ki üzümler pek az oluyor ve yapılan şarap kimseye yetmiyordu… Ne yapacaklarını kara kara düşünün Mısırlılar önce bağların ortasına, ya da başına çardak kurmuşlar. Üzümlerin büyüme sürecini izlemeye başlamışlar… Böylece bağlarda verimliliği artırırken, bağlarını ortasında yaşamanın ve bugün ki bildiğimiz anlamda bağ evlerinin öncüleri olmuşlar..
Mısırının dünya tanınan ünlü firavun Tutankamun’un mezarı arkeolog Howard Carter tarafından 1922 yılında açıldığında onunla birlikte gömülen şarap amforalarına, şarap üreticilerin şarap bağlarını yazıldığı da görülmüş. Bugün ki bildiğimiz anlamada ilk şarap etiketlerinin de Mısırlı firavun Tutankamun’a borçlu olduğumuzu düşünüyorum… Amforalar üzerinde okunun şarap tadım notları bize o günlerde bir Robert Parker olduğunu işaret ediyor… Hiç kuşku yok Bornovalı Jhon Sen Can Efendi’nin yetiştirdiği Muscat Of Alexandria ‘da amforaları üzerinde yazan “çok iyi şarap” notunun da ilk keyif notları olarak okuyoruz.
Eski Mısır’da dünyanın her yerinde olduğu gibi şaraplar insana tedavi edecek besleyecek iyileştirecek ilaç reçeteleriydi aynı zamanda. Mısırlıların şaraplara reçine ve çeşitle otlar atarak çeşitli tatları denediği bilinirdi. Amaç şifa olsun…
Günümüz Mısır’ında bildiğimiz kadarıyla şarap artık ne yazık ki üretilmiyor. Fakat günümüzde Bornovalı Jhon Sen Can Efendi’nin 125 kuşak torunları Bornova Misketi’nde yarı tatlı şaraplar yapmaya devam ediyor…
