Tekel’e girmeden önce bir ajansta çalışıyordum. Çalıştığım ajansta genellikle siyah beyaz işler yapıyorduk ve bunlar beni çok sıkan işlerdi. Son çalıştığım ajansta da bir karanlık oda kurmuştum. Şimdiki gibi bilgisayarlar olmadığı için yazıları kullandığımız fotoğrafları eskiz niteliğinde de olsa basıyorduk.
Bir gün okuldan “Bir grafiker aranıyor, gel istersen bak.” diye aradılar. Gittim ama yapacağım iş yine siyah beyaz ve karanlık odayla çok bağlantılıydı. Karanlık odada işler eskiz gibi değil bayağı baskıya gidecek gibi olmalıydı. Ben hem karanlık odada olmayı hem de siyah beyaz çalışmayı sevmiyordum. O sırada da Tekel eleman arıyordu ve benim gönlüm oradaydı. Çünkü sınıf arkadaşım girmiş bana da “gel” demişti. Üstelik çalışmalar renkli olarak yapılıyordu.
Ben diğer ajansın teklifini kabul etmedikçe fiyat arttı ve sonunda adam “neden” diye sordu. Ne diyeceğimi bilemedim, teklif cazipti. Sonunda hocam kurtardı, “Nilay daha kreatif işler yapmak istiyor.” dedi.Böylece Tekel günlerim başladı; sınıf arkadaşım ve iç mimar-dekoratör olan arkadaşlarımla da çok güzel anlaştık.
Renkli çalışmalarımızı fuar ve festival sigaraları, kibrit kutusu ve şarap etiketleri ile takım yapıyorduk. Kibrit kutuları büyüktü, içindeki kibritler renkli, büyük ve çok güzeldi. Ne yazık ki elimde hiç örneği yok. Kibrit kutularının biz çalışmaya başlamadan önce, muhtemelen ocak ya da şömine yakmak için kullanılan daha büyükleri de varmış.
Bu çalışmalar genelde ilk baharda başlar yaz sonuna dek sürerdi. Çalışmalarımızdan birkaç örneği görüyorsunuz. Bunlar benim yaptıklarım arkadaşlarımın yaptıkları maalesef elimde yok keşke onlar da paylaşsalar.
Zaman zaman yine paylaşacağım, şimdilik hoş çakalın.
