Japon Şarapları Tadımı

Zarif Tanenlerin Ülkesi Japonya

Japon Şarapları Tadımı

Japon Şarapları Tadımı, Japonya da şarapçılık 1870 ‘lere kadar uzanıyor. Japon Hükümeti 1868 yılında Fransa’ya şarapçılık için bir heyet göndererek, şarapçılık için gerekli ilk teknoloji getirip, şarap üretimini başlatıyor. Bugün Japonya’da irili ufaklı çok sayıda şarap üretici bulunuyor. Dünya şarap pazarında söz sahibi olmak içinde başta Fransa olmak üzere, dünyanın her tarafından bağlar, şatolar satın alıyorlar. Geleceğin şarap dünyasından görünen o ki Japonlarda söz sahibi olacak. Japonya ilk asmaların ne zaman geldiği ve kimin tarafından dikildiği tam olarak bilinmiyor. Dünyanın her yerinde olduğu gibi Japonya’da da rivayetler muhtelif. Bir rivayete göre: Çin ve Japonya arasında gidip gelen göçmen kuşların eseri bugün ki güzel Japon şarapları. Çin’den Japonya dönen kuşlar, ağızlarında taşıdığı üzümleri, bugün önemli şarap bölgelerinden olan Yamanashi de düşürürler. Allahın işine bakın ki bu düşen üzümler, kısa sürede asmaya dönüşür, büyür ve adına kôshu dedikleri üzümler oluverir. Önceleri bu üzümleri afiyetle yiyen Japonlar, zaman içinde bu üzümlerden şarap yapmayı da öğrenir. Bugünlerde öğrenmekle kalmayıp tüm dünyaya bu üzümden yapılma şarapları yüksek fiyatlara satabilmek içinde kolları sıvamış durumdalar.

Şarap Dostları’ nın, ocak ayındaki konukları Japon şarap uzmanı: Akira Tutsaki ve Japanyo Büyükelçisi  Nobuaki Tanaka oldu. Beraberinde getirdiği 8 farklı şarapla, zarif tanenli Japon şaraplarıyla tanışmamızı sağladı. Son yıllarda adına duymaya başladığım “kôshu” üzümünden yapılan beyaz şaraplar; meyvemsi ve aroma bakımından da çok zengin, yumuşak içimli ve de çok canlı görünümlü şaraplardı. Genellikle Japonya içerisinde tüketiliyor. Dünyanın saygın şarap uzmanlarından olan Jancis Robinson, kôshu için yaptığı değerlendirmede: Ülke içinde bile yeterli tanınmayan ve denenme derecesine ulaşamayan Kôshu,  ilk hedef olarak kitle tüketimi yerine restoranları hedeflemeli. Someliyelerin bu şarabı tanımaya başlamasıyla ilginin artabileceğini; özellikle yurtdışındaki Japon restorantlarında bu şarabın yaygınlaştırılması gerektiğinin altını çiziyor.

Kôshu’nun vatanı Japonya da sadece  kôshu üzümü yetişmiyor. Bütün dünya topraklarında yetişmeye karar vermiş, Fransız üzümleri: merlot, cabernet sauvignon, chardonnay, petit verdot’ ya Japon topraklarında da rastlamak mümkün.

Viski severler Japon viskilerinde zarafeti, dengeyi ve yumuşaklığı çok iyi bilir. Japon titizliği ile yaratılan bu muhteşem lezzetlerin, benim gibi dünyada meraklısı çok fazladır.  Kôshu üzümü ve Japon şarapları da önümüzdeki yıllarda, tıpkı viskileri gibi adından çok sık söz ettireceğe benziyor. Gelelim bay Akira Tutsaka’nın Japon şaraplarının tanımamız için getirdiği şaraplara. Bu yazıda da adından sıkça söz ettiğimiz ve benimde çok merak ettiğim kôshu üzümünden yapılma 2 şarapla başladık. Rubaiyat Kôshu Sur Lie 2009, Katsunuma köyünde yetişen Kôshu üzümlerinden sur lie yöntemiyle yapılmış, şaraba Rubaiyat ismini Japon şair  Hinatsu Konosuke vermiş. Beyaz altın parlaklığında, limon çiçeği, pepino, kavun, ananas kokuları önde olan, yumuşak ve fresh içimli, dengeli ve güzel bir şarabdı. İkinci Kôshu örneği olarak tattığımız,  Chateau Mercian Katsunuma Kôhsu 2009’u  daha çok sevdiğimi söyleyebilirim. İlk burunda ananas, pepino, limon çiçeği. Damakta asit biraz yüksek ama bir o kadarda meyvemsi ve çiçeksi tonlarla uyum içinde, ince gövdeli temiz bir şarap. Her zaman içine keyif verecek nitelikte. Japonya’nın Fransızlarına gelince, Grace Chardonnay 2009. Japonya Yamanashi bölgesinde yetiştirilen Chardonnay üzümlerinden, parlak beyaz sarı, narenciye, meşe, vanilya baskın. Damakta meyvemsi ve çiçeksi tonlar var. Yüksek asitli. Orta gövdeli bitişinde acımsı tat var. Solaris Shinsyuu Chardonnay 2009. Nagano şarap bölgesindeki Komoro köyünde yetişen Chardonnay üzümlerinden, beyaz sarı, narenciye, limon ve çiçeksi tonlar, vanilya ve meşe hissediliyor. Orta gövdeli asit biraz yüksek ama dengeli sayılabilecek bir şarap.

Bay Akira’nın biraz yüksek tanenli olarak tanımladığı, benimse zarif tanenli olarak tanımlayabileceğim, kırmızı şaraplara gelince: Domain Rubaiyat 2006.Yamanshi bölgesi Katsunuma köyünde yetişen cabernet sauvignon, merlot, petit verdot üzümlerinden, olgun vişne, renk hafif açılmaya başlamış. Burunda vişne, böğürtlen, nane zayıf da olsa çilek hissediliyor. Damakta meşe, vanilya, orta gövdeli, yüksek asitli ama yumuşak içimli. Chateau Mercian Private Reserve Kikyogahara Merlot 2006,  Kikyogahara bölgesinde yetişen merlot üzümlerinden, parlak yakut, burunda meşe, çilek, vişne ve çiçeksi dokunuşlar var. Damakta meşeden gelen bir vanilya orta gövdeli asit biraz ön planda olsa da yumuşak içimli. Solaris Shinsyuu Komoro Merlot 2008, Nagano Komoro bölgesinde yetişen merlot üzümlerinden, koyu bordo, burunda vişne, çilek, meşe, damakta alkol ve asit fazla vanilya ön planda, orta gövdeli ve orta bitişli, zarif bir şarap. Suntory Tomi No Oka Tomi 2005, Yamanashi bölgesindeki tek bağdan gelen üzümlerden, canlı yakut, ilk burunda meşe, vişne, nane, tütün. Damakta burunla uyumlu tanenler çok yuvarlanmış, orta gövdeli, zarif tanenleri damağı hiç yormuyor. Uzun sayılabilecek bir bitişi var. En sevdiğim kırmızı Japon şarabı oldu.

Birkaç kadeh şarapla, yaşanan güzel bir Japonya yolculuğundan geriye, zarif tanenlerin izi ve kôshu üzümünü meyvemsi güzelliği ve bay Akira’nın her zaman gülümseyen yüzü kaldı. Görünen o ki Japon viskilerinden sonra Japon şaraplarının da peşine düşeceğiz. Ama unutmayın ki; en güzel şarap en sevdiğiniz şaraptır.

Kadehinizden sevdiğin şarap eksik olmasın.

Yorum