Yıllanmış Türk Şarapları Tadımı

Kavaklıdere 1970 Günün Şarabı

Yıllanmış Türk Şarapları Tadımı


Yıllanmış Türk Şarapları Tadımı: Her şeyin bir ömrü var. Her canlı gibi şarapta bu süreçten geçiyor.  Ortalama içim ömrünü iyi bilmek ve tam içim olgunluğunda şarabı yakalamak, alınan keyfi büyük oranda artıyor. Aslında tutkunu olduğumuz da bu. Bir şarabı en güzel zamanında, tam içim olgunluğunda, yakalayıp içebilmek. Yani her şarabın mutlaka yıllanması gerekmiyor. Kaldı ki bütün şaraplar yıllanamıyor. Bazıları yıllanırken bazıları da yaşlanıyor.

19 Şubat 2011,Türk şarap tarihi açısında çok önemli bir gün olduğu kanısındayım. Bu kadar çok sayıda yaşlanmış ve yıllanmış Türk şarabı sanırım ilk defa bir arada tadılıyor. Bu tarihi tadım: Şarap Tutkunları; Ayhan GüleyenUmay Çeviker,  B. Arif Öncü İlker Özdemir tarafından organize edildi. Vedat MilorMustafa Çamlıca,  Murat Mumcuoğlu ve ben de konuk olarak katıldık. 1970 ile 1999 yılları arasında üretilmiş, toplam 24 şarabın kör tadımı yapıldı.Tadımda standart tadım kadehi yerine bordo kadehini kullanıldı. Şaraplar 11 ile 13 derece aralığında servis edildi. Kanımca bu yaşlardaki şarapları oda sıcaklığında tatmak, şaraplardan daha çok performans almamızı sağlayabilirdi. Mekanın ısı ve şarapların servisi son derece özenle özenliydi. Şarapların önemli bir bölümü Can Ortabaş ’ın kavındandı. Kendisine bu tarihi tadımı zenginleştirdiği için teşekkür etmek isterim.

Bizde bir söz vardır: “Kurunun yanında yaş da yanar.” Evet, çok kötü şaraplar tattık. Ama güzel ve özel olanlar da vardı. Tattığımız şarapların neredeyse tamamı yaşlanmış şaraplardı. Yıllanmış, yıllanmak üzere özel yapılmış şaraplar değillerdi. En güzel tarafı bir tek şarabın bile bozuk çıkmamasıydı. İşin doğrusu kimse de mükemmel şaraplar beklemiyordu. Genel kanı yıllanmış Türk şarapları olamayacağı yönündeydi. Ben Türk üzümlerinden tekniğine uygun yapılması halinde yıllanmış Türk şarapları olacağına inananlardanım. Tadımı bu çerçevede yaşlanmış ve yıllanmış Türk şarapları olarak değerlendirmek gerektiğini düşünüyor.1990 yıllarına ait vin de pays sınıfında bir Fransız şarabını, bu gün tatsak ne sonuç alırdık? Doğrusu çok merak ediyorum. Kavaklıdere Dikmen 1990, Doluca Antik 1992… Üreticilerimizin günlük içim ürettikleri birkaç yıl içinde de tüketilmesi gereken şaraplar ki o yıllarda da içimleri bence hiç fena değillerdi. Bu şaraplardan yıllanma potansiyeli beklemek ve onu yıllanmış bir kötü bir şarap olarak nitelemeyi kendi adıma doğru bulmuyorum. Benim için bu şaraplar yaşlanmış Türk şarapları ve bu yaşlanmış Türk şaraplarını tatmak güzel bir deneyimdi.

1990 ‘lı yıllarla birlikte yıllandırmak amaçlı ve daha özenle sınırlı miktarlarda şaraplarımızın tadıldığı bölüme gelince, şarapların inişe geçtiği ve elinde bu şaraplardan bulunan şarap severlerin en kısa süre de içmelerini önermek. Hem yerli hem de yabancı üzümler için söylenecek söz ise  ortama içim ömürlerinin 10 yıldan öteye gidemediğidir. Ve gidemeyeceğinin göründüğüdür. Unutmayalım ki bunlar ilk denemeler. Yerli varyeteler çok daha iyi sonuç veriyor çünkü daha yaşlı ve köklü bağlardan geliyorlar. Bağları tam olarak belli olmasa da daha yaşlı bağlar olduğu kesin. Yabancı varyetelerde ise üzümler çok genç bağlardan ve bağların şarap yapılan ve satışa sunulan ilk örnekleri. Bu şarapları son olarak tattığımız için şaraplar tadım sonrasında da kadehlerimizde kaldı. Kadehlerde kalan şarapların performanslarını daha iyi bulduğumu söyleyebilirim. Şaraplar,havalandıkça,  ısındıkça performansları da artı. Benim için tadım sonrası kalan şarapları yudumlamak doğrusu pek keyifliydi.

Lütfi Hızel

Daha önce 15 Mayıs 2008 yılında, Gusto Şarap Kulübü’nde, Kavaklıdere’den Ali Başman, Aslı Odman, Doluca’ dan Ahmet Kutman, Sibel Kutman ’ın katıldığı ve Lütfi Hızel’ in onur konuğu olduğu yıllanmış şaraplarımız tadımına da katılmıştım. 1975 Kavaklıdere kırmızı, 1973 Kavaklıdere kırmızı, 1970 Kavaklıdere özel şarabı, 1970 Tatlısert beyaz, 1970 Kavaklıdere Tatlısert kırmızı ve 1940 Kavaklıdere Tatlısert kırmızı. ( benim için keyif notu: 100 ) Doluca’ dan da Kav 2000 Öküzgözü Boğazkere ki halen en sevdiğim şaraplardan biridir ve bugün bile keyifle içiyorum. Şarap 11. yılına giriyor. Bu şarapların hepsine 80 ve üzeri puanlar vermişim. En ilginç olansa 2005 yılında yine Gusto Şarap Kulübü’nde 1979 Château Petrus ile 1964 Kavaklıdere Kalecik Karası tatmışız. İki şarap yan yana kadehlerimizde. Sonuç, ben ve üyelerin çoğunluğu 1964 Kavaklıdere Kalecik Karası’nın performansını beğeniyor. İşte bu şaraplar yıllanmış Türk şarapları. Yapıldığı yıllarda özenle seçilmiş üzümlerden, sınırla sayıda ve her bir şişeye numara verilerek satışa sunulmuş özel ve güzel şaraplar.

Maalesef bu şaraplarımızdan fazla yok. Tekel’in piyasaya hâkim olduğu yıllarda, piyasaya çıkmayan sınırlı sayıda  özel şarapların varlığını biliyoruz ama bulmak ne mümkün. Değme konyaklara taş çıkaran kara kanyakları tatmayı kim istemez ki?  Ya da kaç kişi varlığından haberdardır? Türk içkilerinin bu dönemlerdeki güzelliklerini bulup çıkarmak gerçekten çok zor.

Her şeyden önce sağlıklı bir değerlendirme için biraz da Türk şarap tarihine bakmak da gerekiyor. Nerelerden nereler gelmişiz. Yani her şeyin başındayız, içmeyi de üretmeyi de yeni yeni öğreniyoruz. Şarapçıya kız verilmez günlerinden, ülkemizin hatırı sayılır zenginlerinin yeni şaraplar yapmaya başladığı günlerin dönüşümünü yaşıyoruz. Üstelik bütün bunlar bütün sayısız engellemelere rağmen yapılıyor. Şarap adına keyifli ve güzel şeyler yaşanıyoruz. Ancak bundan sonra yıllanmış Türk şaraplarından söz edebileceğiz. 

En güzel şarap en sevdiğiniz şaraptır kadehinizden sevdiğiniz şarap eksik olmasın…

1 Yorum Var
  1. […] organizasyonda: Vedat Milor, Mustafa Çamlıca, Murat Mumcuoğlu birlikte katıldığımız; Yıllanmış Kırmızı Türk Şarapları Kör Tadımı… Benim içinde olduğum, bildiğim en kapsamlı Türk şarap tadımlarından biridir. Bütün […]

Yorum