Rozelerden Yüzü Kızarmış Cabernet Blusha

Mead şakayla karışık neden “Cabernet blush” (yüzü kızarmış Cabernet) olmasın der.

Blush nedir?

Bazıları denizde karpuz kabuğu görünce yaz geldi derler. Bizim evde ise bahçede mangal yapmaya başlayınca gelir yaz. Bu sene eş dost ile ilk mangalı yapıp sezonu açarken evin her yerinde olduğu gibi şarap dolabımızda da temizlik yapıldı ve rozeler depolandı.Çeşit çeşit rozeler, pembesi, somonu, açığı, koyusu derken roze sohbeti, mangal sefası ve bahçemizin davetsiz misafirleri arsız kedilerimiz ile 2011 yaz sezonumuzu açtık.Bizim evin kızı Minnoş roze de nedir, çok keyifli duruyorsunuz, bende bir tadına baksam diye mırıldanmaya başladı. Bu ne kırmızı ne beyaz görünümlü şarapların güzel renklerini elde etmenin farklı yöntemleri var diye anlatmaya başladım.

Bunlardan ilki kırmızı şaraplık üzümlerin şıraları, kabukları ile birlikte genellikle 12 ila 24 saat arası maserasyona (üzüm suyunun kabuklarıyla birlikte mayalandırılması) bırakılmasıyla elde edilir. Bu uygulamada ana ürün roze şaraptır. Maserasyon süresi arttıkça şaraptaki tanen ve renk yoğunluğu da artar.

Bir diğer yöntem olan kanatma veya Fransızların saignée dediği yöntem ile elde edilen rozeler ise aslında kırmızı şarabın yan ürünüdür. Ürettikleri kırmızı şarabın yoğunluğunu artırmak isteyen şarap yapımcıları maserasyon tankının alt musluğunu açıp hafif pembeleşmiş şırayı akıtırlar. Tankta kalan üzümlerin kabuğa oranla sıvı miktarı düştüğünden daha yoğun renk ve tanenli kırmızı şaraplar elde edilir. Akıtılan/kanatılan açık renkli şıra ise yan ürün olarak roze şaraba dönüştürülür.

Üçüncü ve şarap dünyasında en az takdir edilen hatta bazı kaliteli şaraplık bölgelerde yasaklanan tartışmalı yöntem ise kırmızı şarap ile beyaz şarabın harmanlanması ile elde edilenidir.

Bu mini teorik anlatımla sofraların kraliçesi roze şarapların güzel renklerinin nasıl elde edildiğini öğrendi bizim kız. Şimdi birde “Blush” şarapların hikayesine bakalım diye devam ettim:

1970’li yılların başlarında Kalifornia’da artan beyaz şarap talebini karşılayacak yeterince üzüm yoktur. Bölgedeki üreticiler bu dönemde kırmızı üzümleri kabuklarıyla birlikte maserayona tabi tutmadan preslere alıp açık renkli şıralarından beyaz şarap üretim teknikleri ile üretim yapmaya başlarlar. Şarap ne kadar açık renkli olursa o kadar makbul kabul edilir. Zinfandel üzümünden üretilen bu şaraplara White Zinfandel yani Beyaz Zinfandel adını verirler.

1975 yılında Sutter Home’un White Zinfandel’i  üretim aşamasında mayaların şıradaki bütün şekeri alkole dönüştüremeden ölmesi sonucu fermantasyonu erken sona erer ve yarı tatlı bir şarap ortaya çıkar. Şarap yapımcısı Bob Trichero bir hata sonucu ortaya çıkan bu hafif pembe ve hafif tatlı şarabı tadar ve piyasaya sunmaya karar verir.

Yıl 1976’ya geldiğinde şarap yazarı Jerry D. Mead Kalinorniya Sonoma Vadisindeki Mill Creek Şaraphanesi’ne gider. Cabernet Sauvignon üzümünü Kaliforniya’da ilk yetiştirenlerden biri olan Charlie Kreck, Mead’e bu üzümden yapılma henüz isim vermediği soluk pembe bir şarabı tattırır. Bu şarap zamane kırmızı üzümden yapılma beyaz şaraplara nazaran daha koyu renkli olduğundan Kreck bu şaraba “White Cabernet” demek istemez ama roze olacak kadar da pembe değildir bu şarap. Mead şakayla karışık neden “Cabernet blush” (yüzü kızarmış Cabernet) olmasın der. Blush terimi bu andan itibaren yarı tatlı ve soluk pembe Kaliforniya şarapları için kullanılan bir terim haline gelir.

Amerikan Blush’larının böyle bir hikayesi varken son yıllarda sofralardan eksik olmayan İtalyan Pinot Grigio Blush neyin nesi oluyor o zaman diye sorulabilir. Pinot Grigio veya Pinot Gris aslında Pinot Noir soyundan gelme Fransa’nın kuzeyindeki Alsace bölgesinin soylu kabul edilen beyaz şaraplık üzümlerinden biridir. Bu soylu üzümün İtalyan versiyonu Pinot Grigio genellikle fazla verim ve erken hasata maruz kaldığından, yüksek asiditeli, serinletici, canlı, orta sınıf eğlenceli şarapların yapımında kullanılmaktadır.

Pinot Grigio her ne kadar beyaz şaraplarıyla ünlü bir üzüm olsada, aslında pembe kabukludur. Venedikli doslarımız bu pembe üzümü kabuğu ile birlikte maserayona tabi tuttarak şarap üretmeye başlarlar. Bu ürettikleri şaraplara açık pembe renklerinden ötürü aynı anda allık anlamına da gelen Blush adını verirler. Amerikan kuzenlerinden farklı yöntemlerle üretilen ve yine onlardan farklı olarak sek olan bu serinletici şarapları afiyetle tüketmek de biz şarapseverlere düşer.

Herkese keyifli yazlar dilerim. Sofranızdan şarabınız ayağınızın dibinden arsız ve meraklı kedileriniz eksik olmasın.

 

6/10/2011
Yorum