Son yıllarda Türk şarapçılığındaki gelişmeler ve aldığımız güzel haberlerle keyifleniyoruz. Yolun çok başında olsak da bu resmin güzel tarafı… Bir şarap üreticisi için en keyifli haber ürettiği şarapların, ulusal ve uluslararası arenada ödüller, yüksek puanlar alması olsa gerek. Elbette, puanlar ve ödüller kadar şarapların market çıktıktan sonra kısa sürede satılması, şarap severlere ulaşması, sevilmesi de güzel bir ödül olacaktır.Onca emeğin sonrasında üretilen şarapların pazarlanmasına, tüketiciye ulaşmasına gelince kadar herkesin bildiği birçok sorun var. Bu sorunlarla fazla keyfimi ve keyfinizi kaçırmak istemem… Şarabın ve mekânın ruhuna uygun bir kadehte ve doğru ısıda servis şimdilik ve her zaman yeterli… Japonya’nın şarap üstadı Ned Goodwin’ ile Keyif Notları için yaptığımız söyleşide: “Şarabı sevin, onu yaşayın ve bunları yaparken şarabın tadını çıkarmayı unutmayın… Her şeyin her zaman derin olması gerekmez!” Yani kadehinizdeki mucize sıvının her zaman keyfini çıkarmaya bakalım…Bakınız..
Yeni bir şarapla buluşma, tanışma zamanları benim için her zaman keyifli ve heyecan verici olmuştur. Çoğu zaman özenle düzenlenen şarap tadımlarına, etkinliklerine, gitmekten büyük keyif alıyorum. İstanbul’un keyifli şarap mekânlarında yapılan bu tadımlarda bulunmak, şarap dostu arkadaşlar buluşmak ve beğendiğim bir iki şarabı da alıp, eve dönmek. Benim için olduğu gibi eminim ki birçok şarap sever için güzel bir keyif…
Şarap tatmaya, tanımaya gittiğimiz bu güzel mekânlarda, hoş kokulu sürprizlerde olmuyor değil: Chanel Coco Mademoiselle çağrışımlı Chardonnay, Dolce Gabbana Light Blue esintili Sauvgnon Blanc, Calvin Klein Eternity Moment’in derinlerde hissedildiği Öküzgözü, Boğazkere kupajı ve Givenchy Very Irresistible L’Intense rayihalarının gezindiği Pinot Noir ile tanışmaya başladım. Tattığım şaraptan hiçbir koku alamasam da şarap mekânlarına geçerken uğrayan seçkin hanımefendilerin ve beyefendilerin, sigara markaları, parfümlerinin kokuları ve markaları üzerine de ihtisas yapmak üzereyim…
Kim bilir yakında Keyif Notları’nda bu güzel kokulu parfümlere de bir yer açarız… Şarap tadımlarına, sunumlarına parfüm kullanmadan gelmek, basit bir görgü kural fakat genelde şarapla yeni tanışan birçok şarap sever bu kuralı bilmediği için; bol bol parfüm sıkarak tadımlara geliyor. Ne yazık ki böyle yaparak şarabın içine parfüm sıktıklarının, şarabın ruhunu, rayihasının öldürdüklerinin farkında değiller. Ve hatta zaman zaman şarabı tanıtan görevliden tutun, işe yeni başlamış ürün sorumlusuna kadar birçok şarap profesyoneli bu hataya düşüyor…
Tıpkı sigara gibi parfümle de şarabın yanına yaklaşmamak, şarabın içine parfüm sıkmamak gerekiyor. Şaraba parfümle, sigarayla yaklaştıkça şarap kedini saklar, güzelliklerini gizler. Şarap tadımlarından önce parfüm kullanılmayacağını, sigara içilmeyeceğine dair bugüne kadar sizi kimse uyarmadıysa bu onların nezaketindir. Bu basit kurallara uymak, her şeyden önce yudumladığımız şaraba ve ona harcanan emeğe saygıdır. Elbette bu sözlerim şarap tadımlarında dikkat edilmesi gereken kurallar. Yoksa size özel zamanlarda keyif sizin, şarap sizin, parfüm sizin, sigara sizin fazla kastırmaya gerek yok. Şarabında parfümünde keyfini çıkarın… Şaraba ayrılan zamanlarda biraz dikkat, biraz özen lütfen…
Neyse hayata hep keyifli tarafından bakmayı öğrenmeye çalışıyoruz. Bu sayede de parfümler ve sigaralar konusunda da bilgi dağarcığımız genişliyor. Durum böyle olunca şarap tatmaya gittiğimiz mekânlardan, günlerde bazen de parfüm seçerek ayrılıyoruz.
Mademki kurtuluş her zaman mümkün olmuyor. Agent Provocateur Eau Emotionelle aromalı şarap da eksik olmasın kadehinizden..
