Gusto Şarap Kulübü’ nde kadeh dostluğuyla, masa arkadaşlığı ile başlayan: bizim masa birlikteliği gastronomi gezileriyle devam ediyor… Çok istediğimiz halde daha önce ki gezilere programlarımızın çakışması nedeniyle katılamamıştık… Bu kez Esin ve Esra’nın aylar öncesinden başladığı yazışmaların kalbinde Champagne vardı. Champagne’da gezilecek, görülecek çok yer, yenilecek, tadılacak çok mekân vardı. Bunlar arasında seçim yapmak çok zor olsa da kaderin bizi buluşturacağı lezzetler için çıktık 5 günlük Champagne yoluna… Bu keyifli yolculuğu sizlerle birkaç denemede paylaşmaya çalışacağız…
Yoğun Champagne yolculuğumuz henüz otelimize yerleşmeden başlıyordu. Eparnay bölgesinde yerel üreticilerin satış ve tadım noktası olan Comme’de bizi Frédéric Dricot karşılıyordu. Kısaca Champagne bölgesi bilgisinden sonra, sırayla, şampanya üzümlerinin monosepaj örneklerini tattık. Ki çok keyifli bir deneyimdi. Şampanyaya ferahlığı asiditeyi ve diriliği veren %100 Chardonnay’dan yapılan, Champagne Colin Premier Cru, meyvemsi tatlar ve gövde veren %100 Pinot Noir’da yapılan Champagne Laurent-Gabriel Premier Cru, çiçeksi güzellikleri ve meyvemsi tatları veren %100 Pinot Meunier üzümlerinden yapılan Champagne Eric Taillet…Hepsi daha önce adını duymadığımız yüzlerce butik şampanya üreticilerinin şarapları…. Tadımımız yine monosepaj örnekli rose şampanyalarla devam ettik. Önce Pinot Noir örneği Champagne Gaidoz-Forget ve Pinot Meunier örneği Champagne Roger Brun. Daha sonra Frédéric, bizleri kav bölümüne alarak eğlenceli bir sabrage gösteri yaptı. Tabi buraya kadar gelip bu fırsatı bulmuşken, sabrage denemeden edemezdik. Bu vesileyle de kılıçla şampanya açmayı öğrenmiş olduk… Keyif notlarında videolar bölümünde bu deneyimi mi izleyebilirsiniz..Sonrasında akşam yemeğimizi de alacağımız Hotel Les Grains D’Argent’a geçerek. Otelin yanındaki bağlarda gezinip, hasat sonrası tek tük kalan üzümlerinden payımıza düşeni aldık.
Ertesi günkü ilk durağımız dünyaca ünlü ve belki de şampanya denince insanın ilk aklına gelen üreticilerden Moét & Chandon’a gittik. Biraz turistik olan güzel ve uzun mahzen turundan sonra özel şampanya tadımına geçtik. Moét & Chandon İmpérial, Moét & Chandon Rosé İmpéerial, Moét & Chandon Grande Vintage 2004 ve 2002 ‘den oluşan tadım setimiz, bizi fazlasıyla mutlu etmeye yetti….
Moét & Chandon’daki keyifli tadım ve gezi sonrası durağımız bölgenin bir başka önemli şampanya üreticisi olan Champagne Billecart-Salmon oldu. Uzun bir mahzen turundan sonra Champagne Billecart-Salmon Brut Blanc de Blancs Gran Cru, Champagne Billecart-Salmon Brut Sous Bois ve Champagne Billecart-Salmon Vintage 2004 kadehlerimize doldu. Doğrusu bir günde bu kadar güzel şampanya yudumladığımız için Tanrıya şükrettik…
.jpg)
Champagne’nın kalbi Reims’e gidip de Reims Katedraleni ve Villa Demoiselle görmeden olmazdı. Biz de öyle yaptık. Bu muhteşem villayı gezdikten sonra bu sefer kadehlerimizde Champagne Vranken var. Gösterişli şişesi kadar şampanyasını pek sevmesem de yine de yudumlamak güzeldi. Villa Demoiselle hemen karşısında yer olan ve şampanya’nın popüler kültürde ulaştığı son nokta olan Champagne Pommery geçtik. Bir sanat müzesi havasındaki mahzeninde dolaştık. Burada hayat adeta yerin adlında yaşanıyor. İmkan olsa saatlerce dinlenmeye bırakılan şişelerini arasında sıkılmadan dolaşabilirdik.Ama bizi bu güzel yolculuğun sonunda binlerce baloncuklarıyla Champagne Pommery Brut Royal ve Champagne Pommery Grand Vintage 2004 bekliyordu. Bizde fazla bekletmeyip bu güzel şampanyaların da tadına baktık.
Sonraki durağımızsa bizde daha az bilinen Champagne Jean Milan oldu. Burada mahzenleri gezmek yerine doğrudan tadıma geçtik. % 100 Chardonnay üzümlerinden yapılan bir Blanc de Blancs olan Champagne Jean Milan Symphorine Grand Cru, Champagne Jean Milan Rose ve yine % 100 Chardonnay üzümlerinden yaplan bir Blanc de Blancs Champagne Jean Milan Viles Vignes Cerres de Noel 2007’yi yudumladık. Burada Papaz Dom Perignon efendinin keşfettiği, şampanya mantarının iple bağlandığı ilk şişeleme yöntemiyle şişelenmiş Champagne Jean Milan Grand Reserve Grand Cru şişeleriyle karşılaştık. Şampanyanın saklanabilmesini sağlayan mantarın telle bağlandığı yöntemin ilk şekli olan iple bağlama yönteminin kullanıldığı nostaljik şişeyle karşılaşmak güzeldi.
Philippe Gonet / Launois Père & Fils Champagne mutlaka görülmesi gereken bir şampanya tarihi müzesi, bu kez mahzenler gezerken etrafımızda içilmeyi bekleyen şampanyalar yok. Geçmişten günümüze şampanya yapımında kullanılan yüzlerce malzeme…Her birinin önünde saatlerce kalabilirsiniz ama bizim vaktimiz kısıtlı ki müze gezisi sonrası ikram edilen Champagn Launois Père &Fils’i bile bazı arkadaşlarımızın yudumlamaya vakti olmuyor.
Kadehinizden sevdiğiniz şampanya eksik olmasın..
