Beşiktaş’ta, geçen ilkbaharda açılan Shangri-la Hotel’in içinde olan, iki restaurant’dan bir tanesi olan İst Too’ya gitmek için yola çıktık. Asya ve Akdeniz lezzetlerini sunan, şık bir mekan, 6.30- 10.30 arası kahvaltı sunuyorlar, öğlen servisi 12.00-14.00, akşam servisi ise 18.00-23.00 arası yapılıyor. Masamıza geçmeden önce yine lobi katında yer alan Le Bar’da birer kadeh Barbare Sauvignon Blanc 2012 ile başladık bu akşama, Xavier Vignon‘un yaptığı bu şarap, Barbare markasıyla Fransa’da üretilip Türkiye geliyor. 17.00- 02.00 arası açık olduğunu öğrendik , sıcak ve hoş bir yer… Masamız hazır olduğunda İst Too’nun şefi Fabrice Giraud’nun hazırladığı yemekleri merak ederek yerimize geçtik. Sommelier Atakan Esgel yemeklere uygun şaraplar konusunda yardımcı olarak, şefle birlikte yaptıkları eşleştirmeler ve şarap
listeleri hakkında bilgi verdi.
Damak hoşluğu olarak, kuşkonmaz çorbası ve lezzetli krakerler ile balık dip servis edildi. Sonrasında, başlangıç yemeğimiz ‘Escabeche’usulü deniz levreği, yeşil elma ile marine edilmiş kuru domates ve soğan turşusu eşliğindeydi. Az önce yudumlamaya başladığımız Barbare Sauvignon Blanc 2012 ile devam etmenin doğru bir karar olduğunu düşünüyorum, yeşil elma ve levrek ile şarabımızın uyumu gerçekten iyiydi.
Bundan sonra masamıza gelen tabak ise, fırınlanmış ördek, tütsülenmiş çay, ekşi vişne sos, patates kroket ve şalgam eşliğindeydi. İst Too‘da gecemize Barbare (barbar) ile devam etmeye karar vererek Syrah- Grenache-Mourvedre 2009 sipariş ettik. Ördek en sevdiğim et olduğu için bu ikili benim favorim oldu. Daha öncede bu şarabı tatmış olmamıza rağmen, şaraptaki iyi yöndeki gelişme bizim için tam bir sürpriz oldu, bir sonraki tadışımızda daha ne kadar güzelleşecek diye meraklandık…
Ana yemek masaya geldiğinde, ben her zamanki gibi yine doymuş olmama rağmen, dana yanağı konfit, nar ve pancar sos ile pişirilmiş arpacık soğanı, kırmızı biber ve karnabahar eşliğinde’ye hayır diyemedim. Barbare ile başlayan bu akşamı, yine onunla sonlandırmaya karar vererek, Barbare Prestige, Cabarnet Sauvignon-Merlot 2009 sipariş ettik ve yanılmadığımızı anladık, Fabrice Giraud ve Atakan Esgel çok iyi bir eşleşme yaratmıştı. Dana yanağı müthiş bir yumuşaklıktaydı ve şarabımızla güzel bir ikili olmuştu. Ahmet yemeği o kadar beğendi ki benimkinin de bir parçasını almadan yapamadı, her sevdiği yemekte yaptığı gibi…
Tatlımız ise, tarçınlı tart üzerinde taze incir ve vanilyalı dondurma’ydı. Ben vanilya sevmediğim için dondurmanın sadece tadına baktım, ancak incir ve tarçın birlikteliği hem hafif hem de çok lezzetliydi. Zaten böyle bir yemeğin ardından ağır bir tatlıyı yiyebilir miydim bilmiyorum ? Sunumlar ve zarafet içindeki servis de en az yemekler ve şaraplar kadar başarılıydı kuşkusuz. En kısa zamanda diğer restaurant olan Shang Palace ‘a gitmek üzere karar vererek ayrıldık Shangri-La Hotel’den…
