Nedir Bu Şarabın Fıçıdan Çektiği?

Fıçı ve şarap, antik Yunanda ve Roma’da, milattan önceki dönemlerde yapılan şaraplar, kilden ve mermerlerden oluşun şaraphanelerde işleniyordu. Kilden yapılan amforalarla şaraplar taşınıyor, ticareti yapılıyordu. Dönemin teknolojisin uygun olarak da kadehlerde kilden, mermerden… Amforalar dönemin en iyi bir saklama ve taşıma kabıydı. Şaraplar amforalarda uzunca bir süre saklanıp korunabiliyordu. Ve kaynaklara göre de yaşlanmış iyi dinlenmiş şaraplar tüketiliyordu… Hatta ilk şarap etiketlerinde bazı kilden yapılan şişeler üzerindeki desenler olduğunu söylersek abartmış olmayız… 

Şarapta fıçı, biraz da şarabın kusurlarını örtmek için kullanılıyor

Milattan sonra 300’li yıllarda şarap taşımacılığında kullanılan amforaların yerine fıçının kullanmaya başlamasıyla, şarabın fıçıyla olan yolculuğu da başlamış oluyordu… Günümüzde, yok Fransız meşe fıçıda 24 ay 12 saat kadar beklettik. Olmadı yarısının, yarısını yeni Amerikan fıçılarda, diğer yarısını da 225 gramlık Türk meşe fıçılarından oynaştırdık gibi tanımlamaların kökeni aslında bir ihtiyaçtan doğuyor.  Sadece bir taşıma oracı olarak şarapla buluşan fıçı, geçen yüz yıllar sonunda şarabın ticaretin bir vazgeçilmezine dönüşüyor… İşi o kadar abartan üreticiler var ki neredeyse şarap fıçısız olmaz diyecek kadar işi ileri götürerek şarabın ruhundan uzaklaşıyor… Söyledikleri masallara kendileri inanıyor mu bilmem ama bilen bir gerçek var ki bu gün de ve yüzyıllardır da şarapta fıçı, biraz da şarabın kusurlarını örtmek için kullanılıyor… Ve de biraz abartılıyor. İyi niyetli kullanımlar da bile şarapla fıçı birlikteliği iyi sağlanamadığı için, şarabın doğallığı zarar görüyor ve tahta kokulu, biraz acımsı bitişli vanilya suyuna dönüşüyor… Olay sade fıçı olsa iyi, teknolojiyle birlikte kullanılmaya başlanan meşe yongaları abartının son noktası oluyor. Vedat Milor’ın tabiriyle marangoz şaraplar hayatımıza girmiş oluyor… 

Başlangıçta, ceviz, gürgen, kestane ve çamdan yapılan fıçılar…

İşin en ilginç yanı ise şarabın fıçı ile buluşmasında, fıçının sağlıklı olarak şarabı oksijenden koruyamaması yüzünde daha genç şarap tüketiminin önünü açmasıdır… Başlangıçta, ceviz, gürgen, kestane ve çamdan yapılan fıçılar şarabı yeterince koruyamadığı için şaraplar da genç tüketilmeye başlanmış ve şarap tüketimini de artırmış. Elbette bunda fıçını amforaya oranla dayanıklılığın da etkisi var. Çok kısa süre bu dönem sonrasında fıçı uzunca bir süre şarap taşımacılığında ve şarap ticaretinde kullanılmaya devam etmiş… Günümüzde çok iyi yapılan fıçılar şarapların yıllanması ve şaraba zenginlik katması için kullanılır hale kadar gelmiş… Ve şarabın fiyatına doğrudan etki etmeye başlamış… 32 ay gibi fıçı macerası yaşayan şaraplarında maliyetleri yükselmiş… Şaraplar aynı oranda yükselmiş mi? O ayrı… 

Bugün bildiğimiz fıçı tiplerini Keltler buluyor…

Tamamen taşıma aracı olarak şarapla buluşan ilk fıçıların kısa tarihine kısaca göz atarsak. Heredot Mezopotamya’da Babil’de Ermeni’lerin hurma ağacından fıçı kullandıklarını yazarken. Bugün bildiğimiz fıçı tipleri Keltler tarafından teknelerin gövdesine uyumlu olması için, ısıtılarak bükme yöntemiyle geliştiriliyor… Günümüze geldiğimizde ise özel seçilen meşe ormanlarından yetişen meşeler oldukça zahmetli ve ustalık isteyen bu süreç sonrasında fıçı dönüşüyor. Genel prensipleri aynı fakat işleniş yapılış tekniklerine göre fıçı markaları oluşuyor… Ve şarabınızı yıllandıracağınız fıçıya da artık markasıyla alıyorsunuz… İyi bir fıçı kullanmak istiyorsanız 350 dolardan 3.500 dolar kadar değişin fıçılar, Fransa’da Amerika’da, İspanya’da Macaristan’da sizi bekliyor… Seguin Moreau, Saurey, Nadalié, Cadus… 

Sir Edward Barry, cam şişelerde şarap taşımaya başlıyor…

Yüzyıllar süren fıçının şaraba eziyetini ise onsekizinci yüzyılda Sir Edward Barry cam şişelerde şarap taşımaya çalışmışsa da şişeleri kapanması mantar kullanmayı denemesi, şişelerin şeklinde dolayı mantar kuruması hep sorun olmuş… İlk şişeler geniş tabanlı ve yayvan olduğu için hep dik durmak zorundaydı. Uzunca süre bu konumda durun mantar kuruyup şişenin içine düşüyordu. Bugün ki bildiğimiz şarap şişesi formatı, 1740 ‘da Henry Purefoy’in şişeleri uzatarak, yatık saklamayı keyfetmesiyle gelinmiş… Louis Pasteur şarap oksijen ilişkisi üzerine çalışmaları da şarabın korunması ve taşınmasın da yol açıcı çalışmalar olmuş… Şişenin şarapla buluşmasıyla gününüz modern şarapçılığını artık geldiği son nokta derken şimdi tetra park kutularda şarap girdiği o artık ayrı bir eziyet mi? Ayrı bir kolaylık mı? Ayrı bir güzellik mi? Onu zaman gösterecek… 

Fıçı çılgınlığında gelenine son nokta…

Fıçı çılgınlığı günümüzde de sınır tanımıyor Kanadalı girişimci Joel Paglione, şarap, viski ve bira için özel meşe şişeler yapmış. Evinizde bu sihirli meşe şişe sayesinde şarap ve meşe serüveneni kendiniz ayarlayabiliyorsunuz. Geçtiğimiz yıl şarap yazarı, uzmanı Oz Clarke tarafından test edildi. Tanıtıldı… Şimdilik hediyeli eşya esprisinde gibi duruyor ama belli mi olur? Artık meşe şişeden şaraplar içmeye, meşe şişeden şarap satmaya da başlarız… Aslında demem o ki biraz şarapta fıçı olayını fazla abartıyoruz… Kuşkusuz iyi kullanılmış ve şaraba iyi entegre olmuş fıçı kullanımları şarabı zenginleştiriyor… Ama ayar biraz kaçınca ki bizde biraz öyle oluyor ve doğanın sunduğu güzelim şarabı da birazcık doğallığından uzaklaştırıyoruz… Elbette marangoz şarabını sevmek ve içmekte bir tercih meselesi… Ama benim tercihim doğanın verdiğinin en doğallıyla sunulmasında yana… Karar sizin..  

Kadehinizden sevdiğiniz fıçılı şarap eksik olmasın… 

Yorum