Moralini Bozma Gel Bağ Bozalım

 Moralini bozma gel bağ bozalım etkinliğine ilk yılda gitmeyi çok istemiştik. Fakat programımın uygun olmaması nedeniyle katılamamıştık… Aslında bu yılda 3.Thrace Wines Competition ile aynı tarihe gelse de biz tercihimizi, Vino Dessera bağlarının esprili ve bol eğlenceli bağ bozumu şenliğinden yana kullandık… İyi ki de öğle yapmışız…

 Son yıllarda Kırklareli’nde şarap adına, şarap turizmi adına güzel şeyler oluyor… ChamlıjaVino DesseraArcadiaChateau Murou (Saranta) ve Akın Gürbüz Winery Lokanta… Tam 5 şarap üreticisine ev sahipliği yapıyor… Bu bile başlı başına moralimizi bozmayıp bağları bozmamız için güzel bir neden… Ümit ederim ilerleyen yıllarda 5 Kırklarelili üreticinin aynı anda düzenlediği bağ bozumu şenliklerine dönüşür. Tıpkı İzmir ve Urla Belediyelerinin yaptığı gibi, Kırklareli Belediye’sinin desteğiyle de Kırklareli Bağ Yolu‘nu hayata geçer… Oldukça büyük olan Trakya Bağ Rota’sı, Kırklareli, Tekirdağ, Gelibolu gibi daha küçük rotalarla da şekillenerek, büyük yolculuğuna devam etmeli…

Akın Gürbüz Winery

Bizde bir cuma sabahının erken saatlerinde bağların, doğanın çağrısına uyup düştük yollara… Amerika’nın ve dünyanın en önemli şarap okullarından biri olan UC Davis’te Viticulture & Enology ‘de şarap eğitimini tamamlayarak , Türkiye dönem ve ülkemizde önemli şarap üreticilerine de danışmanlık veren Akın Gürbüz‘ün butik şaraphanesi ve lokantasıyla başladık yolculuğumuza… İstanbul’dan 1 saat 53 dakika süren yolculuk sonrası Büyükkarıştıran Akın Gürbüz Winery ve Lokantaya ulaştık. Küçük ve sevimli, samimi ve sıcak bir ortamda, minimum teknoloji ile yapılan winemaker şaraplarıyla karşılaştık… Doğrusu son yıllarda şarap teknolojisinin neredeyse tüm yeniliklerini bilen, bir şarap yapımcısının en başa dönüp, kısıtlı imkânlar ve şarabın en doğal yöntemleriyle yapma girişimiyle yapılmış şaraplarla tanıştık… Tadım sonrası şaraphane ile iç içe bulunan lokantasında, son derece yumuşak içimli cabernet sauvignon ile kuru fasulye pilav eşleştirdik… Misket ve şişelenmeyi bekleyen shiraz dikkatimizi çeken fermante üzüm suları oldular…
  Akın Gürbüz Winery’den 

53 dakikalık bir yolculuk ile morallerin bozulmadığı, bağların bozulduğu Ahmetçe köyündeki Dönmez Çiftliği‘nde bulunan Vino Dessera Bağevi ve şaraphaneye ulaştık… Takım elbiseler içinde görmeye alıştığımız Vino Dessera şaraplarının kurucusu Doğan Dönmez’in şarap yapının her aşamasına da emeğiyle katkıda bulunduğuna da şahit olduk… Vino Dessera aslında tam bir aile işletmesi… Üzüm ve fermante üzüm suyu yöre halkının yaşam biçimi… Vino Dessera, Dönmez Çiftliği’nde Doğan Dönmez’in avukat babası Yetkin Dönmez’in aile içinde tüketilmek üzere yaptığı şaraplar, kısa sürede bölgede “Avukatın Şarabı” olarak ünlenmiş… Umarım bu isimli bir Vino Dessera şarabını da bir gün tadarız. Bir şarap tutkunu olan Doğan Dönmez’ de işin zor kısmını üstlenerek, Vino Dessera Şarapları ve Vino Dessera Bağevi’nin hayata geçirmiş… Uzun uğraşlar ve ısrarlar sonucu ikna edilen Fransız önolog Xavier Vignon’dan alınan danışmanlık ile de çıtayı iyice yükseltilip, bugün şarap severlerin beğenisi kazanan Vino Dessera şaraplarına ulaşılmış…
  Bağevi ve bağbozumu etkinlikleri ülkemizin son yıllarda alıştığı keyifli ve eğlenceli etkinliklerin başında geliyor ve oldukçada ilgi görüyor… Nasıl ilgi görmesin, şehrin gürültüsünden uzak bağların ortasına kurulan, sevimli bağevlerinden kuş sesleriyle uyanıp; bağların içinde sabah yürümek ve asmasından bir salkım üzümü koparıp yemenin hazzı nasıl anlatılır ki…. Vino Dessera moralini bozma gel bağ bozalım etkinliğinde 3 gün boyunca yaklaşık 300 – 400 kişiyle  merhabalaştık …  Fakat bu keyifli organizasyona katılanların çok az kısmının 5 yıldızlı otel hizmeti ve

Vino Dessera Bağevi

 servisi aradığını biraz da şaşırarak şahit olduk… Böyle olunca beklentilerde farklı oluyor… Her şey çok güzeldi ama ile başlayan bu konforu arayan bu cümleleri pek sevmiyorum… Sonuçta bir bağın ortasındayız, her şeyin doğal olmasın için her türlü ortam hazırlanmış. Böyle küçük detaylara takılmak yerine, kendinizi şarabın ve bağların kollarına bırakın, ayakkabınız çamur olsa, her istediğiniz bir peçete olmasa da gülümseyin ve anın tadını çıkarın…. Seneye bu üzümler burada olmayacak… Şanlı ve takip ederseniz belki tekrar kadehinizde görebilirsiniz… Kırklareli köftesi, göbek kaşarısütlübiber peyniri ve Kırklareli peynir tatlısı Vino Dessera bağ evi‘nde tanıştığımız lezzetler olarak aklımızda kaldı… Xavier Vignon, Kalecik Karası’nda blance de noir ve Doğan Dönmez’in eşi Tuğba için yaptığı VinAmoris kadehlerimizde biraz daha öne çıkan tatlar oldu…
 Bağlarda mutlu olmayı seven bizler için ayrılık biraz zor olsa da Pazar günü keyifli bir kahvaltı sonrası ayrıldık Vino Dessera’dan… Fakat bağlar bizi kolay bırakmıyor… Dönüşte, Vino Dessera’ya 5 dakika uzaklıkta Chateau Murou (Saranta) Bağlarına uğradık. Chateau Murou’nun adını önümüzdeki yıllarda daha sık duyacağımız kesin… Oldukça idealı bir yatırımla geliyor… Kırklareli Arcadia, Vino Dessera bağ evlerinden sonra Chateau Morou ile şarap severleri bağlara, bağların ortasında kurulan şatosuna davet etmeye hazırlanıyor… Şarap yapımının başında, Trakya’da bir çok üreticimizin bağlarında ve şaraplarında emeği olan Gülçin Akçay var… Genel olarak fiyat kalite performansının beğendiğimiz keyifli şaraplar… Fakat şişelerin görsel düzenlemeleri, yarınlara hazırlanan Chateau Murou ideasının biraz gerisinde kalıyor…
 Yarınlarda Kırklareli Bağ Rota’sının ve Kırklareli’nin 5 üreticisini morallerini bozmayıp birlikte bağları bozacağı şenlikleri yaşamak dileğiyle dönüyoruz İstanbul’a…
 Kadehinizden sevdiğiniz Kırklareli şarabı eksik olmasın…. 


Yorum