Türkiye’nin Vigneron Şarap Üreticileri

 Son yıllarda Fransız şarap sektörü yeni bir kavramla karşılaşıyor: Vigneron. Gittiğimiz birçok şarap kavında, hatta marketlerde Vigneron işareti dikkatimiz çekiyor. Ve artık özellikle vigneron şarapları almaya ve tüketmeye çalışıyoruz. Fransız kökenli vigneron sözcüğü bağcı anlamına geliyor. Bugünlerde, sadece üzüm yetiştiren değil, kendi yetiştirdiği üzümü şarabını da yapan anlamında kullanılıyor… Fransa’da büyüyüp gelişen akımın, Fédération des Vignerons Indépendants Savoie-Bugey isimli federasyona var. Bu federasyon gerekli ko

Vigneron

şulları taşıyan üye üreticilerin şişelerinde Vignerons Indépendants logosunun yer almasına da onay veriyor…  Şarabın kalbi Fransa’dan tüm dünyaya yayılan vigneron tarzı şarap üretimi, aslında bir yerde kemikleşmiş apelasyon sistemini de kırmayı hedefliyor… Böylece kendi sınıf kategorisini yavaş yavaş oluşturuyor. Pekiyi bizde böyle üreticiler yok mu? Türkiye’de tam bir örgütlenme ve tanımlama olmasa da Türkiye’de de vigneron üreticilerimiz var… Peki kim bunlar: Bildiğim ve takip edebildiğim kadarıyla… Vigneron sınıfına giren şarap üreticilerimizi şöyle sıralayabiliriz… Urlice Şarapları: 2005 yılında kurulan Urlice, Bilge ve Reha Öğünlü çifti için Türkiye’nin ilk vigneron üreticisi dersek yanılmış olmayız… Urla’da bağların ortasına kurdukları küçük ve sevimli şaraphanelerinde, kendi bildikleri şaraplarını yapıyorlar yaklaşık 13 bin şişelik üretimleri var… Genel olarak şaraplarının büyük bölümü Urla’daki şaraphaneye gelen şarap severler tarafından tüketiliyor… Bugün Urlice’nin başlattığı kıvılcım, Urla Bağ Rotasının oluşmasında da önemli rol oynuyor… Bağlarında Shiraz, Cabernet Sauvignon, Chardonnay, Merlot üzümleri yetiştiriyorlar… Chateau Nuzun

: Uzun yıllar Amerika’da yaşayan Nazan ve Necdet Uzun, şarap tutkularını, kendi şaraplarını yapmak için Amerika’da şarap kurslarına giderek ve çok sayıda şarap kitabı okuyarak 2005 yılında Tekirdağ’da kurdukları şatolarında başlıyorlar… Sadece kendi bağlarında yetiştirdikleri üzümlerden şarap yapıyorlar. Yıllık ortalama 15-25 bin şişe aralığında ürettikleri şaraplarının önemli bir bölümünü, Chateau Nuzun klüp üyelerine, Trakya Bağ Rotası ziyaretçilerine satıyorlar… Bağlarında Merlot, Cabernet Sauvignon, Zinfandel, Pinot Noir, Shiraz yetiştiriyorlar… Şatomet: 2010 yılında Dr. Metin Güner, çocukları Meltem ve Mert’le birlikte Urla’da kurdukları şaraphanelerinde her şeyi kendileri yapıyorlar… Metin Bey şarap işine o kadar kendini kaptırmış ki buzdolabından soğutma tankı sistemi ve elektrik süpürgesinden fıçı temizle aletleri gibi icatları da var… Şarap etiketlerinin de ise Meltem Hanım imzası var… Yıllık 15-25 bin şişe şarap kapasiteli üretimlerini genelde Urla Bağ Rotası ziyaretçilerine ve her geçen gün sayıları artan Şatomet fanlarına satıyorlar… Bornova Misketi, Siyah Bornova Misketi, Shiraz, Mourvèdre , Merlot üzümleri yetiştiriyorlar. Kendi bağları dışında anlaşmalı oldukları bağlardan da üzüm alıyorlar… Chateau Gali:2007 yılında Nilgün Hakan Kavur, Bordo şaraplarına olan tutkularını, Evreşe yakınlarında, Gelibolu Yarımadası’nda kurdukları Marmara ve Ege Denizini gören bağlarıyla hayata geçirdiler… Şarap yapımıyla daha çok Hakan Kavur ilgileniyor… 50 bin şişelik kapasiteleri olmasına rağmen 30-35 bin çok az üretim yapıyorlar… İstanbul Zekeriyaköy’de da satış noktaları olsa da asıl satışını sayıları her geçen gün artan Gali dostlarına… Merlot, Cabernet Sauvignon, Cabernet Franc ve viognier üzümleri yetiştiriyorlar… Tomurcukbağ: 2006 yılında  Gülcihan ve Prof. Dr Sabit Ağaoğlu’nun kurdukları Ankara Kalecik’deki küçük şarap evi neredeyse sadece Kalecik Karası üzümünden şarap yapıyor… Bütün çalışma hayatını Kalecik Kara’sına adayan Sabit Hoca Trajan markasıyla bir hayalini gerçekleştiriyor… Yılda 5-6 bin şişe arası üretim yapıyor…  Tomurcukbağ şaraplarını, özellikle Ankara’daki şarap tutkunlarına satıyorlar… Sadece Kalecik Karası bağları var . Zaman zaman dışarıdan da az miktarda üzüm alıyorlar… VinAidaAyda ve Uğur Kalelioğlu tutkuları olan şarap peşinde ilk olarak Usca’da başlıyorlar… Usca’da yollar ayrıldıktan sonra 2017 yılında Urla Gödence kendi şaraphanelerini ve konuk evini kuruyorlar… Foça Karası aşığı olan Ayda Hanım, Foça Karası’nın tekrar şarap dünyamıza kazandırmak için çalışıyor… Yıllık 6 bin şişe kapasiteleri var… Şarap teknolojisini de kullanmayı seviyorlar şaraplarını özel fıçılarda yapıyorlar… Pinot Noir, Granache, Shiraz, Merlot gibi üzümleri işliyorlar… Gürbüz Winery: Amerika’da şarap eğitimin tamamlayan Akın Gürbüz, Türkiye’de birçok şarap üreticisine danışmanlık verirken 2016

 yılında Kırklareli Büyükkarıştıran’da çocukluk hayali olan kendi küçük şaraphanesini kuruyor… Oldukça yeni bir üretim olmasına rağmen şimdiden ciddi takipçileri oluşmaya başladı. Şaraphane içindeki restoranı bölgedeki iyi şarap yemek mekânlarından… Misket, Shiraz,Cabernet Sauvignon, Sauvignon Blanc üzümlerinden şaraplar yapıyor.. Tını Şarapları: Uzun yıllar gazetecilik yapan Nuray Mestçi, ablasıyla “Bağ alalım, açık havada çalışalım. Üzümleri de satalım” diyerek girmişler sektöre… 2008 yılında kurdukları Tını Şarapçılık ile Gökçeada’nın eski şarap geleneğini yeniden canlandırmaya karar vermişler. Bol bol şarap kitapları okunmuş… Başlangıçta bir danışmanlık almayı düşünseler de işler planladıkları gibi gitmemiş ve 20 bin ton kapasiteli şaraphanelerinden her yıl 3-5 bin şişe kadar kendi şaraplarını yaparak yolculuklarına devam ediyorlar… Oldukça ve güçlü biraz da vahşi olan Cabernet Sauvignonlarının hatırı sayılı bir fanatiği oluşmuş… Adeta hayalet şarap olarak üretiliyor… Sadece Cabernet Sauvginon ve Merlot üzümlerinden şarap yapıyorlar… Gordias Şarapları: 2008 yılında Ankara Polatlı’da kuruluyor. Canan Gerimli aslında danışmanlık alarak yola çıkmak istiyorsa da şartlar istediği gibi oluşmayınca, her şeyi kendi yapmaya karar verip, şarap yapmayı öğrenmeye, kendi şarabını yapmaya başlıyor… 60 ton kapasiteli şaraphanesi genel olarak %50 kapasite ile çalışıyor… Genellikle kendi bağlarından üzümleri işleyen Canım Hanımın özellikle Kalecik Karası kupajlarının sıkı şarap sever takipçileri oluşmuş… Şarapları daha çok Ankara ve çevresinde tüketiliyor…  Gelveri Şarapları: Aksaray Güzelyurt’ta 2008 yılında aldıkları şarap üretim ruhsatıyla Udo Hirsh ve  Hacer Özkaya, Gürcistan’da tescilli bir metodu olan Qvevri yöntemiyle yumurta şeklinde kilden küplerde şarap yapıyorlar. Yıllık toplam en fazla 7 bin şişe kapasiteleri var. Hasan Dede, Keten Gömlek ve Koku Üzümünden şaraplar yapıyorlar. Takip edebildiğim kadarıyla ülkemizin vigneron üreticilerini böyle sıralayabilirim. ÇamlıbağMelen gibi uzun yıllardır üretim yapan dışarıdan danışmanlık almayan bağcı üreticilerimizi de vigneron olarak saymalı mıyız? Bilemiyorum. Kim bilir belki vigneron üreticilerimizde kendi arasında örgütlenir ve kurallarını koyarlar…Elazığ’dan Eskibağlar ve Urla’dan Usca Şarapları vigneron olarak başlamasına rağmen şimdilerde danışmalık alarak yoluna devam ediyor. Gemici Şarapları’ndan Olcay Bey de iyi bir şarap yapımcısı olsa da bağcılılıkla uğraşmadığı için bu kategoride sayamıyorum… Kadehinizde sevdiğiniz vigneron’un şarabı eksik olmasın… 

Yorum