Petrus niçin çok farklı?

Ahmet Gök

Petrus niçin çok farklı?

Petrus niçin çok farklı? Çünkü o bir efsane ve efsaneler de kolay ortaya çıkmıyor. AOC sisteminde “Grand Cru” bağları arasında yer almayacaksın. 1855 Bordeaux sınıflamasında adınız da geçmeyecek lakin dünyanın efsane şarabından biri olacaksın. Üstelik markanızın önüne “chateau” ibaresini koymadan sadece “Petrus Pomerol” olarak yapacaksın.  Petrus’un hikayesi, 200 yıl önce  yazılmaya başlanmış ve bugünde yazılmaya devam eden bir başarı yolculuğudur.

Petrus Pomerol, Grand Vin, Mme Edmond Loubat

19. Yüzyılın ikinci yarısında Chateau Vieux Certan ve Chatea Trotanoy‘ın ardından Pomerol’ün 3 numaralı şarabıydı. Büyük değişim 1925 yılında Madame Edmond Loubat’ın şatoya katılmasıyla başlamış. Mademe Edmond Loubat Petrus’u dünyaya sevdirmeye çalışırken bir yandan da Petrus’ün tüm hisselerini satın almayı başarmış.

Yüzyılın şarabı olarak tarihe geçen Petrus 1945 ile kendini tüm dünyaya kabul ettirir. 1961 yılında Mademe Loubat’ın vefatından sonra  Petrus’un yeni sahibi  Jean Pierre Moueix olur.  Komşu Chateaux Gazin 4,5 hektarlık bağlarının da Petrus katılmasıyla bugün ki bağ alanına ulaşılır. Ki buradan bağların zaman içinde büyüdüğünü de anlıyoruz.

Pomerol, Bordeaux sağ yakada yer alan küçük bir köydür. 1936 yılında AOC olmuş ve 800 hektar dikili bağların %80 Merlot, %20 Cabernet Franc üzümlerinden oluşuyor.  Pomerol ‘de 140 şarap üreticisinin bulunuyor.  Hepsi Petrus gibi çok pahalı değil uygun fiyatlı Pomerol şarapları da bulunuyor.

Petrus Neden bu kadar pahalı?

Bunun için yüzlerce sebep sıralanabilir. Bence en büyük etken her zaman çok büyük talep görmesi ve ulaşılabilir şarap olmasıdır. Bugün paranız varsa her zaman Petrus alabilirsiniz. Üst düzey kavlarda şişesine de oldukça yakından bakabilirsiniz. Şaraba biraz fazla ilgi duyan herkesin bir Petrus tatma hayali vardır.  Çünkü üretim kapasitesinin çok üzerinde talep edilen bir şaraptır. Bu doğal olarak fiyata yansıyor. 1000 € da deseniz 10.000 € da deseniz her zaman alısıcı bir alıcısı var.

Petrus’un toprak yapısının sıra dışı olduğu kabul edilir. Asıl hikayede Petrus bağının konumunda ve toprağının içeriğinden kaynaklanıyor. 115 dönümlük sihirli arazi, Pemerol köyünün en yüksek tepesinde yer alıyor. Çakıl taşı, kil, kil içerikli demir tabakasının sürekli nem sağladığı rivayet olunur. Petrus bağı %95 Merlot %5 Cabernet Franc üzümleri dikilidir. Genelde sadece Merlot üzümü kullanılırmış. Neredeyse hiç kullanmadıkları Cabernet Farnc üzümleri de hikâyeye ayrı bir gizem katıyor. Bu arada asmalarında ortalama 40- 50 yaşlarında olduğun atlamayalım.

Neredeyse tek tek seçilmiş üzümlerin şarabı

Ortalama 180 kişiyle 3 günde ikindi vakti toplanan üzümler, soğutma kontrollü beton küvlerde fermantasyon sürecini geçirir. Sonrasında  18 ay yeni Fransız meşe fıçılarda dinlenme sürecini tamamlayarak satın alıp içeceğimiz aşamaya gelir. Kısaca güneşiyle, havasıyla suyuyla, kili taşıyla tanrının Aziz Petrus için özen bezene yarattığı bir bağdır. Neredeyse tek tek seçilmiş üzümleri hikayesi bu elbete şarabı da pahalı olacak. Sadece 30.000 şişe kadar üretilen şarabı da şanslı olanlar satın alacak.

Yaklaşık 200 yıllık hikaye de şarap etrafında geliştirilen yüzlerce söylenceyle birlikte artan fiyatıyla her geçen gün Petrus daha ulaşılmaz hale getirmiş. Şarap yolcuğum boyunca 2 rekoltesini tatma şansına sahip oldum. Dikkat edin tatma diyorum. Bir şişeyi açıp içmek nasip olmadı. Kim bilir belki o da olur. 25 yıllık şarap yolcuğumun deneyimiyle bu kadar para vermeyi gereksiz bulurum ve verimsem de pişman olmayacağım bilirim. Sonuçta dünyanın en değerli şarap markalarından biriyle hedonist bir buluşmanın keyifini yaşıyorsunuz.

Hepimiz için Petrus biraz zor ama kadehimizden sevdiğimiz şarap eksik olmasın..

1 Yorum Var
  1. […] şato tarzı üretim  diyoruz. Bu tabir yaklaşık 2000 yıldır kesintisiz şarap üretimi yapan Bordeaux’dan tüm dünyaya […]

Yorum