Urla Şarapçılık: Şık, Sofistike ve Derinlikli

Urla, 12 ion kenti dönemindeki adıyla ‘Klazomenai’ muhteşem doğası ile görenlerin ilk varışta kalbini kazanan güzel Ege’li kasaba. Son yıllarda ciddi bir gelişim/dönüşüm yaşayan Urla’da bağcılık ve şarapcılık giderek önem kazanırken bölgede yatırımlar artıyor. Şehir merkezinden güneye doğru kuş uçuşu 8-10 km gidince Ukuf mevkinde mükemmel bağların ortasında son derece modern, aynı ölçüde işlevsel ve artistik şaraphane görenleri daha uzaktan büyülüyor. Urla Şarapcılık‘a ait bu güzel yapıyı ve bağları Bülent Akgerman ve Deniz Barçın ile birlikte kuran ve yöneten Can Ortabaş ile geziyor ve bilgi alıyoruz.

Giriş katında idari ofisler yanısıra mükemmel bir tadım salonu var. Bağa nazır tadımların yapıldığı salonda Urla Şarapcılık’ın hikayesinin anlatıldığı bir görsel sunumu izlemek mümkün. Buradan toprağın altındaki kav ve içinde muhteşem şarapların yıllandırıldığı fıçılar bir cam arkasından izlenebiliyor. Tadımda Şarap Dostları Derneği‘nin 2011 Genç Türk Şarapları tadımında bronz madalya alan Tempus 2010 Cabernet Sauvignon, Merlot, Shiraz, Petit Verdot, Cabernet Franc ve Sangiovese kupajını, Urla’nın belkide amiral gemisi olan Nero d’Avola & Urla Karası kupajını ve nihayet yukarıda belirttiğim yarışmada büyük altını alan tek şarap olan domisek Bornova Misketi Symposium isimli iksiri tattık. (Bu şaraplarla ilgili izlenimlerimi tadım notlarında bulabilirsiniz).

Sıra yılda yaklaşık 190 ton üzüm işleyen mükemmel ve modern saraphaneye geldiginde gravidasyon ile akan hiçbir zaman pompa ile yıpratılmayan şıra/şarabın fermantasyon ve dinlenme-aktarma tanklarını, Ortabaş’ın bunlara eklettiği yaratıcı (innovative) fikirleri dinleyip ardından içeri girildiğinde hoş meşe kokularının bizleri mest ettiği fıçı mahseni ve nihayet Seguin Moreau‘nun yeni görkemli ‘İcone’ fıçılarını görüyoruz.

Şaraphane çevresindekiler ve çevredeki diğer parsellerle 350 dönüme ulaşan bağlarda chardonnay, Bornova misketi, nero d’Avola, sangiovese, cab. sauvignon, merlot, syrah, Urla karası, boğazkere bağcılığı yapılırken özellikle nero d’Avola’nın bölgeye mükemmel bir uyum sağladığını görmüşler. Kimi bağlarda antik teraslar halen izlenmekte. Tekrar elden geçirilerek bağına kavuşturulmuş bu 2-3000 yıllık teraslar çevresinde gördüğümüz meteoroloji istasyon teknolojisi hoş bir karşıtlık yaratıyor. Bu istasyonlar yeraltında 30, 60 ve 90 cm derinlikleri analiz ederken, yerüstünde her türlü klimatolojik değişikliği kayıt ediyor ve Fransa’daki danışman önolog Gerald la Fondetarafından anında uydudan izleniyor.

Bütün detaylarla bizzat ilgilenen Ortabaş şaraphanenin üst katında yer alan iki şık odayı (guest house) ve ortak, şömineli, yemek masalı salonu gösteriyor.  Öyleki yatarken gözünüzü kapattığınız ana kadar ve uyandığınız andan itibaren yatağınızdan yada şömine başında sohbet ederken bağların içindesiniz sanki.
Uykuda ise gelmekte olan mükemmel şarapların rüyası görülüyor herhalde.