Meursault Tadımının Ardından

Mustafa Çamlıca

Meursault Tadımının Ardından

23 Temmuz 2011 Cumartesi günü Aslı Odman,Akın Gürbüz, Danthe Balthazar, Umut Özdemir, Ahmet Gök, Murat Mumcuoğlu, Wolfgang Dalheim ve Şarap Tutkunları: Ayhan Güleyen, İlker Özdemir, Arif Öncü ve de Umay Çeviker ile yaptığımız Meursault tadımı ardından, tadımı ve formatı şekillendiren kişi olarak tadımda ne amaçladık ve hangi sonucu elde ettik kısa bir yorumda bulunmak istiyorum.
Amaç;
Tadımın amacı Meursault’ın ortak bir paydası var mı ve bir Türk şarabı olarak Vinolus bu paydayı ne oranda paylaşıyor sorularına cevap vermek idi. Bu arada üreticilerin farklı stillerini analayabilmek tadımın başka bir amacı idi.
Tadım Formatı;
Tadım formatı 100- 85 arası bir puanlama formatı idi ve sıralama amaçlı olarak yarım puanlar da sisteme dahil edilmiş idi. Tadımcılar her bir şaraba bu aralıkta puan verdi. Arzu ederler ise 85 in altında da puna verme hakları var idi.
Puanlar sadece tadımcının kendi sıralamasını ilgilendirsin diye, tadımcılardan birden onsekize kadar şarapları sıralaması istendi. Üst üste aynı sıraya gelen şaraplar için ortalama sıra kullanıldı. (Örneğin 4 üncü sırayı üç şarap almış ise üçüde beşinci olarak kabul edildi.)
18 Şarap olduğu için 5′ li gruplar oluşturularak ilk 5’teki tercih sayısına göre şaraplar sıralandı. Örneğin, ilk sırayı alan şarap 12 tadımcının dokuzu tarafından ilk 5’te görülmüş idi. Tadım formatı Executive Wine Seminers (EWS) te te kullanılan tadım formatının 5’li ve puansız(AĞIRLIKSIZ) türevidir. Amaç, tadım grubunun ortak kanaatinni tespit edebilmektedir.İlk beş veya ilk üçün esas alınmasının sebebi heyecan faktorudur. İlk beşte yeralan şaraplar tadımcıda heyecan, farklı bir etki yaratmış olmalı. Bu manada, tadımda sıfır puan çeken yani hiç bir tadımcıda heyecan yaratamayan şarap Jadot’un Village Meursault’su oldu ve sıralamada sonuncu yeri aldı.Eğer aynı şarabı ortalama puanlama sistemine gore değerlendirmiş olsa idik 90,36 lık ortalama notu ile bir çok şarabın üstünde yeralacak idi.
Orijinal üçlü format ile kullandığımız beşli format arasında sonuçlar yonunden en ilginç farkllığın 2006 Domaine Roulot Mer sault Charmes‘in birinciliği Lucien Le Moine Mersault Perriers ile paylaşması idi. Üçlü formatta Roulotların çok iyi performans gösterdiği görülmekle beraber hiç bir Roulot grubun yuzde ellisini temsil eden 6 kişiden birlikte ilk beş için oy alamadı. Bu durum ise, grubun Roulotlar konusunda ikiye ayrıldığını gostermektedir: Çok beğenenler , heyecan duyanlar ve iyi şarap ama bana hitap etmedi diyenler..Sanırım beşli format demokratik anlamda doğru sonucu verdi diye düşünüyorum.
Ringerlar;
Dead Ringer olarak Coche-Dury’nin Aligote‘unu seçmiş idim. Bir Meursault tadımında aynı terroir ve üreticiye ait ama Chardonnay olmayan üzümden yapılmış bir Burgunya’yı tadıma Dead Ringer koymanın amacı Terroir mı yoksa üzüm çeşidi mi? sorusuna cevap bulmak idi.
12 Tadımcıdan sadece birisinin tespit edebildiği Dead Ringer, cevabın “Terroir” olduğunu gösterdi. Bu bağlamda Fransızlar ve onların etiket anlayışı doğru çıktı. İşin ironisi ise Aligote üzümünün aynı zamanda Apelasyonun ismi olması idi.
Diğer Ringerımız ise Vinolus idi. Ancak tadım başlamadan İzmir grubu ilave bir ringer eklemek istedi, kabul ettik.Sonuçta ikinci Vinolus’da tadıma dahil oldu. Bu açıdan; Şarap Tutkunları grubundakı tadımcıların tamamı tadımda iki Vinolus olduğunu biliyorlar idi. Aligote’ı sadece ben biliyordum. Formatın sağlıklı işlediğini görmek açısından her iki Vinolus’un sıralamada arka arkaya sıralandığını belitmeliyim. (İstanbul Vinolus’u önde, İzmir Vinolus’u arkada:)). Ramonet Chassagne Montrachet Les Morgeot 2007 ve Domaine Roulot Mersault Charmes 2006 in her ikisi iki oyla ”Vinolus bu” oylamasında en çok oy alan şaraplar olduğunu meraklılarına belirtmek isterim ama maalesef bu oylamada Vinolus’un kendisini kimse geçemedi:)
Hangi Şarap kimi heyecanlandırdı?
Sonuçları yakından incelediğimda üretici stil farklılıkların tadımcılarda çok değişik tadım tepkileri yarattığını gördüm. Örneğin Roulotlar beni, Ayhan Guleyen’i ve Danthe Balthazar’ı çok ciddi etkilemez iken çok sayıda tadımcı Roulotları çok beğendi. Aynı şekilde beni çok etkileyen Ramonet diğer tadımcılarda aynı etkiyi doğurmadı. Benim başıma gelen Ayhan Guleyen’in de başına geldi. Ayhan beyin çok beğendiği her iki Leflaive için gruptan sadece bir kişi o da Batard için beğeni oyu kullandı. Umay Çeviker her iki Jadot’dan etkilenmiş gözüktü. Vinolus’a gelince; tadımda üç tadımcı Vinolus’u en heyecan verici şarapların içine koydular, böyle bir line-upta Vinolus için çok etkileyici bir sonuç doğrusu.
Sonuç;
Tadım neticesinde Meursault’ların ” Terroir” konseptini çok iyi yansıtan şaraplar olduğu ve üzüm cinsinin bile “Terroir” ın üstüne çıkamadığı kanaati bende oluşmuştur. Tahmin ediyorum ki; diğer tadımcılar da benimle aynı fikirdedir.
Diğer yandan, Vinolus’un farklı bir “Terroir” e ait olduğu ( ki 12 tadımcıdan 6’sı bunu tespit etti) ve bu yeni “Terroir” ın nasıl bir şarap çıkaracağını önümüzdeki yıllarda göreceğimizi ama ilk senedeki kalitesi ile çok umutlu olduğumu ifade etmek isterim. Özellikle Vinolus bu kör tadımda benim açımdan iki boyutu ile ön plana çıktı: Meyvece zenginliği ve dengesi. Bu bağlamda, mineral ve asidite yonunden cok guclu olan tadımdaki Meursault’ ların yanında aynı oranda mineral ve asid yapısını gostermedi. Benim bu tadımdan şahsi dersim şu oldu: bir şarabın bir başka bölgenin şarabını andırması başka o bölge ile ortak paydaya sahip olması başka.
Umarım önümüzdeki yıllar Kapadokya’yı dünya şarap haritasında beyazlar yönünden çok önemli bir yere oturtur.

 

7/29/2011
Yorum