Neolitik Dönemden Dionysos ve İsa Beye

Sabri Kurdoğlu

Neolitik Dönemden Dionysos ve İsa Beye

Almanya’dan gelen şarapsever dostlarımızla Ege’nin bazı antik kentlerini ziyaret ederken, göğsümüzü kabartarak anlatmaya başladık: Yeryüzünde üzümün (Vitis Vinifera) ilk defa erken Neolitik dönemde yani MÖ 8000 yıllarında Toros, Kafkas ve İran’ın Zagros dağı arasındaki üçgende yetiştirildiğine dair arkeolojik, kimyasal ve botanik bulgular mevcuttur. Bu bulguları Pennsylvania Üniversitesi Arkeoloji ve Antropoloji Prof. Patrick E. McGovern’ın “Ancient Wine”  adlı kitabında ortaya koymaktadır. Son dönemde belki de dünyanın en eski yerleşim birimi olan Çatalhöyük’te yapılan kazılarda ise, MÖ 10 000 sene öncesine ait şarap yapımından kaldığı düşünülen üzüm çekirdekleri bulunmuştur.

Şarabın gerçek anlamda bir kültür fenomeni haline gelmesi ve gelişimi Hitit Krallığı döneminde gerçekleşmiştir. MÖ 2000’li yıllarda  Anadolu’ya gelen Hititler, tarihte ilk büyük bağ ve şarap medeniyeti olmuştur. Hititlerde şarap, tanrı bağlantılı kutsal bir içki olup, bütün dinsel ve diğer şölenlerde ön plana çıkmaktadır. Hitit Kanunlarında bağ ve şarap konularında hükümlerin olması, ekonomik açıdan şaraba verilen önemi de çok açık bir şekilde göstermektedir.

Neolitik dönemde doğu ve güneydoğu Anadolu topraklarını içine alan bölge; bilahare Hitit krallığı döneminde orta Anadolu toprakları, ve nihayet batı Anadolu kıyılarına kadar uzanan coğrafya; üzümün şarabın ve kültürün anavatanı olmuştur. Batı Anadolu teruarı, topraklarında sönmüş yanardağların bırakmış olduğu taşlarla, Büyük Menderes nehrinin çevresindeki killi, kumlu ve kireçtaşlı topraklarıyla ve nihayet elverişli iklimiyle kaliteli şarapların da anavatanı olmuştur. Bu coğrafya aynı zamanda antik çağın şarap Tanrısı Dionysos’un da anavatanı olmuştur.

İsabey Bağ Evi
Bugün ise bu coğrafya; 485000 hektarlık bağ alanıyla dünyanın en büyük dördüncü;  4 milyon ton üzüm üretimiyle dünyanın altıncı ülkesi konumundadır. “Peki şarap üretiminde ne durumdasınız”? diye soran dostlarımıza; kişi başına düşen tüketim 1 lt. ile çok düşük, ben şahsen bu ortalamayı yükseltmek adına elimden geleni yapıyorum. Fakat birazdan da göreceğiniz gibi bu teruarda çok başarılı şaraplar üretilmekte. Sizin bir lafınız vardır: Az ama öz…

İsabey Bağevi
İsabey Bağevi

Günün sonunda temeli 1942 yılında İsa Güner tarafından atılan Sevilen Şarapları’nın İsabey Bağ Evi’ne gelmiştik. Ailenin üçüncü jenerasyonunu temsil eden Murat Güner, üretim sorumlusu Sibel Çoban ve ihracat sorumlusu Neşe Parlar bizleri çok güzel bir Bağ Evi atmosferinde, çok sıcak bir şekilde karşıladılar. İsa Bey’in 1942 yılında 4 hektar bağ alanını alarak başladığı şarap üretimi, bugün 160 hektarlık alanda yapılarak senede 10 milyon şişe üretilmektedir. Bugünlerde 70. yılını kutlayan ve bu vesileyle “Letter Serisi”ni çıkaran Sevilen şaraplarının geldiği nokta gerçekten gurur verici. Şarabın doğuşuna ev sahipliği yapan Anadolu toprakları, İsa Bey ve ailesi gibi sayıları iki elin parmaklarını geçmeyen başarılı üreticilerin; “Şarap Şövalyeleri”nin sayesinde, artık tekrar gündemde. Ben bu başarılı şarapları; Türk Şarap Şövalyeleri’nin “dünyaya kafa tutuşu” olarak görüyorum ve her türlü övgüye layık buluyorum.
Letter serisinin üç şarabı da 2012 rekoltesi. Tadıma Letter serisinin beyazı White ile başladık. 2012 yılı rekoltesi olan bu şarap Semillion ve Sauvignon Blanc kupajı. Bordeaux bölgesinin en çok kullanılan ince kabuklu ve tatlı şaraplar için de tercih edilen Semillion üzümünün Tekirdağ bölgesini de çok sevdiği belli oluyor. Denizli bölgesinden gelen Sauvignon Blanc ile çok uyumlu bir birliktelik oluşturmuşlar. Burunda ve damakta çok hoş turunçgil ve kekik kokularına, damakta  zengin meyve ve kaymak tatları eşlik ediyor. Zarif  bir bitişi var. Çok çekici bir kupaj. Çok fazla eşlikçisi olabileceği gibi, keyifle tek başına da içilebilecek bir şarap. Rose, Syrah ve Cabernet Sauvignon kupajı. Denizli bölgesi üzümlerinin erken hasatı ile üretilmiş. Burunda ve damakta çilek ve kiraz aromaları, canlılık veren asiditesi ve %12,8 alkol oranı ile dengeli, zarif ve bu yazın gözdelerinden olacak bir roze şarabı.Red ise Cabernet Franc, Merlot ve Petit Verdot’dan oluşan bir Bordeaux kupajı.
Çok kıvamında bir kupaj. Denizli Güney bölgesinin üzümlerinden yapılmış. Burunda olgun kırmızı meyve aromalarına, damakta baharat tatları eşlik ediyor.%13,5 alkol oranı ve zarif tanenleriyle keyifli bir bitişi var.

Öyle zannediyorum ki yakında piyasaya çıkacak olan “Letter Serisi” şarapseverlerin çok beğenisini kazanacak. İlerleyen yıllarda bu harflerin yanına muhakkak yeni harfler gelerek seri güçlenecektir. Sevilen Şarapları’nın 70. yılını kutlarken İsa Bey’i rahmetle anar, emeği geçenleri canı gönülden kutlarız. Dilerim bu muhteşem tatlar kadehlerinizden eksik olmasın.

Yorum