Şarap Adası Bozcaada’ya Yolculuk

Her şarap severin kalbinde Bozcaada’nın yeri ayrıdır. Türkiye’nin birçok yerinde olduğu gibi, sanki Tanrı burayı sadece üzüm yetişsin diye yaratmış, ona göre taş, toprak, su, rüzgâr, güneş, hava vermiş… Biz de bu güzelliklerin çağrısına uyup Bozcaada’ya gitmek kalıyor… Her yaz mutlaka gitmeye özen gösteririz… İlk kaldığımız yer olan Tena, bugün Kuşlu Konak olmuş… Kaikias, Pelazzi Çiftliği, Bağbadem, Ataol Çiftliği, 9 Oda, Akvaryum ve e2 Deniz… Bazen küçük hayal kırıkları yaşasak da hep mutlu olduğumuz, keyifle şaraplarımızı yudumladığımız mekânlar oldular…


Bu yıl her zamankinden farklı olarak biraz hüzünlü gittik Bozcaada’ya…  Ada’nın son yıllarda gelişmesinde güzelleşmesinde en büyük paylardan birine sahip olan şarap turizmi, alkol düzenlemelerine (yasaklarına) kurban ediliyor… Üreticilere, üzüm suyundan, zeytin yetiştirmeye uzanan birbirinden güzel tekliflerin yapıldığını duyuyoruz. Ve en önemlisi de artık gelenekselleşen Bozcaada Şarap Festivali’nin yasaklandığının üzüntüsüyle çıktık yola… Ve hemen her üreticimizle yasakların hüznünü ve umutlu bekleyişini gördük.


Genelde Bozcaada’da şarap üreticilerini ziyarete Çamlıbağ, Haşim Bey’den başlarız… Bu yıl da öyle oldu… Haşim Bey şarap tadımının yasaklanmasına en çok üzülen üreticilerimizden… Açık içki ruhsatı olmasına rağmen, Bozcaada’da Çamlıbağ’ a gelen misafirlerden para alarak, kadeh şarap vermek çok zoruna gidiyor… Ürettiği şarabı yıllarca keyifle ikram ederken şimdi bunu yapamamanın üzüntüsünü yaşıyor.
Çamlıbağ’ın yeni markası Ayapetro’yu uzun süredir  bekliyorduk. Geleneksel yöntemlerle yarısı erken hasat edilen Vasilaki üzümünden yapılan Ayapetro’yu yudumlarken, Haşim Bey ile resimlerle Çamlıbağ ve Bozcaada tarihini konuştuk…


İkinci durağımız Ada’nın eski üreticilerinden Talay oldu… Talay Şaraplarını üzüm alım zamanı ziyaret ettik. İlk bulunan bitişik üzüm tanesine verilen bahşişi öğrendik. Talay Şarapları’nın da açık içki ruhsatı olduğu için tadım yerine, kadehle satış yapabiliyorlar…  Mehmet Bey de tadım yaptıramamaktan şikâyetçi… Ama uygun fiyata kadeh şarap satarak soruna bir ölçüde çözüm bulmuşlar… Biz de geniş bir gamda yeni Talay Şarapları’nı içtik. Ada’nın yerel üzümü kuntra’dan sonra cabernet sauvignon da Bozcaada’da  iyi sonuçlar veriyor..
Aynı günün akşam üzeri Bozcaada’nın yeni üreticisi Corvus’a gittik… Reşit Soley, şaraphaneye gelen çavuş üzümlerinin koşuşturması içinde, presten geçen üzümlerden elde edilen ilk şıramızı ikram etti. Corvus’un da açık içki satış ruhsatı olduğu için aldığımız bir şişe Tenea Çavuş 2011 ile Corvus’a gelen vasilaki üzümlerinin şaraba dönüş yolculuğunu izleyerek yudumladık…


Bir sonraki durağımızsa Amadeus oldu… Zlahtina üzümüyle şarap severlerin dikkatine çeken Amadeus, henüz açık içki ruhsatı olmadığı için kadehle şarap satışı yapamıyordu… Sadece seçtiğimiz şarapları aldık… Oliver Gareis ile Amadeus üzerine keyifli bir sohbetimiz oldu… Bütün üreticilerimiz gibi son düzenlemelerden O’da rahatsız olsa da aynı heyecanla şarapta yenilikler aramaya devam ediyor. Seneye ismini sır gibi sakladığı yeni bir beyaz üzümün varlığını öğrendik. Artık onu bekleyeceğiz…


Bozcaada yorgun… Bozcaada hüzünlü… Bakalım hayatımıza daha ne kadar müdahaleler olacak… Bugünleri de arayacağımızdan korkar olduk… Şarap içtiğini, sevdiğini söylemenin suç sayılma ihtimali olduğu bir ülkeye doğru gidiyoruz… Persepolis çok uzak değil…
Unutmayın ki bütün güzel şeyler gibi şarap da fazla tüketildiğinde insan sağlığına zararlı olabilir…

Yorum