Cahors’da Foies Gras Toulouse’da Cassoulets

Lot Bölgesinin başkenti olan Cahors’ a sadece bir gece kalmak üzere gitmişken güzelliğine ve sakinliğine hayran kalarak iki güzel gün geçirdik. Sabahları lot nehrine bakan odamızda ördek sesleri ile uyanıp, artık soğumaya başlayan havanın etkisiyle tenhalaşan sokaklarında yürüyerek, Pont Valentre Köprüsü’nün güzelliğini izledik. Tabii bol bol ördek yedik, hem foeis gras, hem magret, hem de confit olarak … Yanında da meşhur Malbec üzümlerinden yapılmış, şarapları yudumladık, bazen de buraya yakın sayılabilecek, G

aillac bölgesinden tatlı şaraplar eşlik etti bize.Bize bu keyifli yolculuğumuzda eşlik eden şarapların bazıları: Prieure De Cenac 2009,  Chateau Bovila 2008,Chateau Eugenie  Cuvee Pierre le Grand 2009, Clos Triguedine 2008 ve Domaine La Croia des Marcands Fraicheus Perlee Gaillac 2011….

Elbette yine yakınlarda ki Rocamadour ‘un ünlü peynirlerini de unutmamak gerek, Ahmet tadını ve kokusunu çok baskın bulsa da mutlaka tadılmalı bence … Otelimize birkaç adım mesafede olan Cahors Saveurs’de bölgeye ait tüm yiyecek ve içecekleri bulmak mümkün, Nisan’dan 31 Aralık’a kadar haftanın her günü açık olan bu gurme mekândan, meraklıları zor ayrılacaktır eminim. Tabii bir de Valette’de trüf ve foeis gras çeşitlerinin çokluğu başınızı döndürebilir… Bu iki günlük Cahors gezisi, bize yetmemiş olacak ki yine gitmeye karar vererek ayrıldık oradan…

Toulouse’a geldiğimizde bizi, kalabalık ve gürültü karşıladı. Geçirdiğimiz sakin ve güzel günlerden sonra burayı pek sevemedik ne yazık ki. Ancak aklımda kalan iki güzel şeyden biri, sadece ekolojik şaraplar satan bir Kav Levolcan. Çok ilginç bir yerdi, şimdiye dek gördüklerimden oldukça farklı olduğunu söyleyebilirim. İçeride oldukça yüksek sesle, rock müzik çalıyordu, orta yaşlarda bir kadın ile erkek vardı ve sevgili oldukları herhalllerinden belliydi. Burası sanki satış yapan bir dükkân değilde partiye hazırlanıyordu, bize de içtikleri şaraptan ikram ettiler, başka şaraplarda tattık, bazı şarapları biliyor olamamız her zamanki gibi onları şaşırttı. Tattığımız şaraplar arasında Potron Minet Roule Boule 2009 ve  Les Amidyves Oliver. B 2009 dikkat çekiciydi

Valette’nin bir mağazasına burada da rastladık. Şu meşhur cassoulet hani kuru fasülyenin ördek ve sosis ile pişirilmiş halini tatmak istiyorduk, öyle de yaptık, öğle yemeğimizi Maison de Cassoulet’de yiyerek, bu yemeği sevenlerin ne kadar haklı olduğunu anladık, üstelik ben fasülye de sevmem. Yemekte şarabımızsa yine çok bilenmeyen Corbiéres apelasyonundan soğuk bir Pricure du Chateau Les Palais Cuvee Ludivine 2011 rozesiydi. St. Sernin bazilikasını tabii ziyaret ettik. Bu gözalıcı yapı,Santiago del Compestala’ya giden hacıların konaklaması için yapılmış. Bu gezide, benim için en önemli şey Cahors’u  öğrenmekti galiba, Toulouse şimdilik bir geçiş noktası olarak kalacak anılarımda…

 

 

 

7/9/2014

Yorum