Kalecik Şarap Yolu’nda Tomurcukbağ

Prof. Dr Sabit Ağaoğlu, 1969 yılında

Kalecik Şarap Yolu’nda Tomurcukbağ

Uzun yıllardır görmek istediğim yerlerin başında geliyor, Ankara’nın üzümüyle ünlü ilçesi Kalecik. Benim için Kalecik, Kalecik Karası üzümü demek… Uzun yıllar hayalimde üzümleri bol şehir olarak yer edinmiş… Bu son baharda, bir hayali gerçekleştirmek için İstanbul’dan düştük Kalecik yollarına… Ankara’dan Kalecik yaklaşık bir saatlik mesafede… Akyurt’a gelip Kavaklıdere Akyurt tesislerinin yanı başındaki bağları görünce, tamam dedim bağlar başladı…  Ama nerdeee… Her taraf alabildiğine bozkır ve boşluk… İlk gördüğümüz salkım Kalecik girişindeki Kalecik’in sembolü haline gelmiş heykelin tuttuğu salkım oldu desem yalan olmaz….

 Neyse elimizle koymuş gibi olmasa da sonunda ulaştık, Türkiye’nin en butik Kalecik Karası üreticilerinden Tomurcukbağ’a… Yolun yorgunluğunu her zaman ki gibi yaşama sevinci dolu, güler yüzlü Gülcihan ve Sabit Ağaoğlu’nun görünce unuttuk…  Tomurcukbağ geldiğimiz andan itibaren sanki Rhone Nehri sırtlarında küçük şaraphanede gibi hissettik kendimiz. Kızılırmak durgundu… Hemen karşımızda estetik yoksunu sevimsiz bir HES ve uzun yıllar görmek istediğimiz ve ilk hikâyesini Mehmet Yalçın’dan duyduğumuz “ötegeçedeki Kalecik Bağları” karşımızdaydı. Bugün, zamanında üzüm bağlarının yeşerdiği dağların, bir iki bağ dışında bomboş olduğunu gördük. Üzüldük. Sabit Hoca’dan: 1970 yıllarda bağların çoğunun dağların eteğinde olduğunu ve üzümleri Kızılırmak’tan sallarla geçirildiğini öğrendik.  

Prof. Dr Sabit Ağaoğlu, 1969 yılında Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi’nde doktorası için hazırladığı “Sürgün Gelişme İstikametleri ile Çeşitli Sentetik Kimyasal Maddelerin Asma Tomurcuk Verimliğine Etkileri Üzerine Bir Araştıma” ile başlayan Tomurcuk tutkusunun, yaşanırken uzun anlatılırken kısa hikâyesinin tanığı olduk. Sabit Hoca ve Gülcihan hanımın hayatlarının merkezinde hep Tomurcuk olmuş… Bugün bağlarından, biricik kızlarının adına, hayatlarından hep Tomurcuk var… Tomurcukların yapısından, asmanın salkım seyretmeye ihtiyacı olup olmayacağını, ne kadar olacağını bilen muhteşem bir deneyim… Böylesine tutkulu ve sevgi dolu yaşamdan etkilenmemek, örnek almamak ve onlarla birlikte mutlu olmamanın imkânı yok… İnanılmaz anlar yaşadık ve inanılmaz anlara tanıklık ettik… Her şey için sonsuz teşekkür ederiz.  

 

Sabit Hoca, Türk şarap üreticilerinde uzun yıllardır özlemini duyduğumuz, görmek istediğimiz başka bir duyguyu daha yaşattı bizlere… Kendi şaraphanesinden önce Kalecik’te üretim yapan bütün şarap üreticilerini birlikte gezdik… Birlikte farklı Kalecik Karaları tatma şansımız oldu… Oğuz Gürsel tarafından kurulan, Kalecik’in bugün en büyük ve en modern üreticisi konumundaki şaraphanesi Vinkara’nın da ilk yıllarında Sabit Hoca’nın emeğini ve danışmanlığını görüyoruz… O günlerde dikilen Kalecik Karalarıyla başlayan serüven, Vinkara’da görevi Ardıç Gürsel’in alması, üretim süreçlerinin yönetiminde İtalyan önolog Marco Monchiero gelmesiyle bugünler büyüyerek ve ürün çeşitliğini artırarak gelmiş…

2000 yıllarınsa sonunda Işıklar Holding tarafında kurulan Chateau Kalecik, 2004- 2006 yıllarındaki rekolteleri ile dikkatimiz çekmeyi başarmıştı.… Bugünlerde biraz daha küçülmeyi biraz daha kendi halinde kalmayı tercih etmiş… Tesisler hüzünlü bir yalnızlık yaşıyor…  Aynı yıllarda eski Tekel Şarap Fabrikası’nı alıp iyi bir çıkış yakalana Kalvi Şarapları’da, hüzünlü yalnızlığı seçmek zorunda olanlardan, zamanında Kalecik’in en büyük şaraphanesi olan tesisler bu günlerde minimum kapasiteyle çalışıyor… 

Kızılırmak’ın hemen yanı başındaki ahşap binasıyla dikkat çekici olan Vinis ŞaraplarıHatti Kalecik Karası ile bir dönem dikkatimizi çekmişti. Bugün daha çok turistik oteller ucuz şarap yapan bir tesis olarak varlığını sürdürüyor… Keyifli ziyaretler sonrası kuşkusuz günün en keyifli yanı 2005 yılında başlayan, Tomucukbağ Trajan’ın ilk deneme Kalecik Karası şarabından; Trajan Özel Rezerv Kalecik Karası 2012’ye uzanan Kalecik Karası dikey tadımı oldu… Kalecik Karası kuşkusuz büyük potansiyeli olan bir üzüm, bu potansiyelin ortaya çıkmasında, Tomurcukbağ ve Vinkara’ın keyifli çalışmalar içinde olduğunu görmek güzeldi. Kalecik’te bağcılık ve şarapçılık üzeri

ne iyi şeyler yapılmaya çalışılıyor… Sabit Hoca’nın girişimleriyle Kalecik Karası coğrafi işaretleme çalışmaları başlanmış, Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi deneme bağları bugün çalışmalarına devam ediyor… 
 Umarım yarınlarda düşlerimdeki Kalecik Karası bağları ile güzelleşmiş, gastronomi turizminin, şarap turizminin nimetleriyle zenginleşmiş bir Kalecik var olur…
Öyle bir Kalecik’i ziyaret etmek dileğiyle, kadehinizde sevdiğiniz Kalecik Karası eksik olmasın…

Yorum