Mustafa Çamlıca

Şaraba Gönül Verenler

Mustafa Çamlıca

Türkiye’nin ilk garaj tipi şarap üreticilerinden Chamlıja, Istranca Dağları eteklerinde dağılmış toplam 650 dönüm bağlardan gelen üzümleri Büyükkarıştıran’daki kurulu tesislerinde işleniyor. İrem Çamlıca‘nın etiketlerini tasarladığı, şaraplar geçtiğimiz yıllarda şarap severle buluştu.Türkiye’nin önemli şarap koleksiyonerlerinden, Ernest&Young Türkiye Başkanı Mustafa Çamlıca ile  geçmişten günümüze şarap yolculuğunu konuştuk…

Ahmet Gök:Şarapla tanışmanız nasıl oldu?


Mustafa Çamlıca:Bir Kırklarelili olarak şarapla ilk karşılaşmam çoçukluğumda oldu. Trakya’da şarap ve diğer alkollü içecekler hayatın bir parçasıdır. Büyüklerimizi çakırkeyif görmek gayet normal idi. Düğünlerde ‘’ki bizde 2 gün surer idi’’ yemekle beraber alkollü içki ikramı adet idi.


İlk içtiğiniz ilk şarabı hatırlıyor musunuz?


İlk içtiğim şarabı hatırlamıyorum. Ancak 1977 veya 78 yılbaşı akşamı arkadaşlarımla içtiğimiz 5 litrelik Hitit şarabını hiç unutmam. Bu olay üzerinden  çok seneler geçtikten sonra tekrar dönüp şarap içmiş idim. Hala Hitit şarabı gibi şarap yapıyor isek, şaraptan uzak durun derim.

Şarabı keyifle yudumlamak varken zorlu bir süreci göze alıp şarap üretimine girmeye nasıl karar verdiniz?


Bu hayatı nasıl yaşamak istediğiniz ile ilgili bir soru. Bir mana sorusu. Hayatın anlamı nedir sorusu. Benim için mana şarabı üretmek. Niçin ayçiçeği yağı değil de şarap diye sorar isem, şarapta bulduğum gizem derim. Şarabın gizemi insan vücudunda etkilediği bölgede yatıyor. Şarap o kadar güçlü dür ki doğanın en güçlü varlığının en güçlü organı olan beynini etkiler. Bunu yapar iken, iyi bir şarap ise baştan çıkartıcı rayihalarını insanoğluna sunar. Dahası kendi can suyunu da verir. Şarabı içer iken hasat senesinin yağmurlarından oluşmuş salkım tanelerindeki can suyunu vücudumuza alırız. Bir birada ya da rakıda bir bitkinin kendi öz suyu yoktur. Doğayla bundan daha mükemmel bir şekilde bütünleşeceğimiz çok az içki vardır. O yüzden şarap üretmek doğada yapılabilecek en manalı iştir.


İlk bağlarınızın kurulum süreci ve bugün ki üretim kapasitenizden ve yaptığınız şaraplardan bahsedebilir misiniz?


Chamlija Bağları’nın kurulum süreci 2005 yılında başladı. 2007 yılına kadar yer araştırması yaptık. İki yıl boyunca Trakya’daki tüm jeoloji haritalarını, meteoroloji istasyonlarının kayıtlarını, Trakya bitki örtüsü hakkındaki bilimsel araştırmaları, Tekel Genel Müdürlüğü’nün Milli Kütüphane’de olan kitap ve raporlarını inceledik. Ayrıca Bordeaux ve Burgonya’nın en iyi bağlarının toprak yapılarını da inceledik. Muazzam bir data oluşturduk. Tespit ettiğimiz arazileri 2007 de satın almaya başladık. Her bölgeye Meteoroloji İstasyonları  kurduk ve data toplamaya başladık. Arazilerde 50 cm de bir olmak üzere 5 metreye kadar karot çıkardık. Yüzlerce toprak analizi yaptırdık. Sonunda 2008 yılında ilk bağların dikimine başladık. Amaç en iyisini yapmak olduğu için, dönüme 666 kök gibi çok yoğun dikilmiş bağlar tesis ettik. Akçaköy’de yüzey suyu ile sulanan 10 dönüm hariç hiçbir bağımızda sulama yapılmaz.

Chamlija Bağları’nda Sulama yapılmaz…

Bu sebeple Chamlija Şarapları’nın tamamında o yılın yağmuru vardır. Topraktaki organik madde miktarını arttırmak için dönüme 15 ton sığır gübresi kullandık. Kalite için gerekli olan düşük verimli 3309 ve Gravesac anaçlarını kullandık. Üzüm çeşitlerinde hep ‘’A’’ klas olan klonları temin etmeye çalıştık. Klon çeşitliliğine özellikle önem verdik. En mükemmel bağ terbiye sistemlerini oluşturduk. Chamlija bağlarının tamamında en üst düzey ”terroir’‘ yapısı olarak kabul edilen kireç taşı, granitler, çakıl taşları mevcuttur .Sonuçta bize olağanüstü kalitede üzüm verecek bağları tesis ettik. Bu çaba niçin? Deli miyim? Hayır! Kaliteli şarap sadece ama sadece bağda yapılır. Bağı doğru yerde doğru çeşit ve anaçlar ile tesis etmez iseniz , sıra dışı bir sonuç beklemeyin. Bu 48 kiloluk bir Boksörden Ağır sıklette şampiyon olmasını beklemek gibidir.  Olmayacak duaya ‘’amin’’ denmez!


Kuşkusuz her üretici gibi kendi yaptığınız şarapları seviyorsunuz. Kendi şarabınız dışında sevdiğiniz şaraplar, bölgeler, üzümler nelerdir?


İyi yapılmış ve karakteri olan şarabı severim. Komşumuz Zeynep hanımın ürettiği Gri beyazı, yine komşularımızdan Doğan beyin kırmızı şaraplarını, Necdet beyin Rose’sini  ve de Umur Ağabeyimizin Sauvignon’ ı sevdiğim şaraplardır. Bölge olarak ilk önce Kırklareli sonra Kuzey doğu Tekirdağ benim favorim.

 

Sevdiğiniz şarap ile yaptığınız, yapmaya çalıştığınız şarap arasında bir paralellik kuruyor musunuz?


Kendimin masamda misafirime ikram etmeyeceği şarabı yapmam. Sevdiğim şarapta karakter aradığım gibi yaptığım şarapta da karakter ararım. Bu Chamlija şarabı denmez ise, şarabı benim sevdiğim tarzda yapamamışız demektir. Bu güne kadar kimse bize sizin tarzınız yok demedi. Tersine Chamlija şaraplarının tamamında ortak bir imza olduğunu tadımcılar defalarca bize belirttiler.

 

Yani sevdiğiniz şaraplar gibi şarap yapamaya çalıyorsunuz? Yoksa her şey doğaya mı bırakıyorsunuz?


Karakterli bir şarap doğanın ürünü bir şaraptır. Biz şaraplarımızın tamamını bağ arazilerini seçerken, anaçları seçerken, klonları seçerken, dikim aralıklarını seçerken, terbiye sistemlerini seçerken 7 yıl önce yaptık. Şu an şarabı biz değil, seçimlerini bizim yaptığımız Chamlija bağlarımız yapıyor.

 

Şaraplarınız genelde katıldığı yarışmalarda başarılı sonuçlar alıyor. Son olarak şarap yolculuğunuzda gelecekten beklentilerinizi, hedeflerinizi öğrenebilir miyiz?


Kısa süredede olsa çok güzel sonuçlar aldık. Geçen hafta Sauvignon Blanc 2013 şarabımız beyaz şaraplar kategorisinde Balkan Şarap yarışmasında en iyi beyaz şarap olarak kupa kazandı. Keza, Merlot 2011 şarabımız  Dünya Merlot şarap yarışmasında Altın madalya kazandıktan sonra İsviçre’nin Blick gazetesine yarışmadaki en iyi Merlot şarabı olarak manşet oldu. Ayrıca, iki Dünya Şampiyonu Master Sommelier’in yapmış olduğu ‘’ Tasted Blind Journal’’ Türkiye tadımında kırmızı şaraplar kategorisinde ilk 8 sırada yeralan 4 şarap Chamlija kırmızıları idi. Bunlar harika şeyler. Daha iyisi ne olacak derseniz  hedef Vinitaly derim. Dünya’nın en çetrefilli şarap yarışması olan Vinitaly’de Türkiye’ye ilk madalyayı getirmek. Bu sene  Chamlija Cabernet Sauvignon 2012 ile katıldık. Yarışmadaki en iyi 4 Cabernet Sauvignon’dan biri olduk ve genç kırmızı şaraplar kategorisinde ‘’Gran Menzione’’ kazandık ama en iyi dört şarap arasına maalesef kalamadık. Amacımız seneye ilk dörte girip Vinitaly de ilk madalyayı kazanmak. Umarız başarılı oluruz

Yorum