Bağlara Gel Bağlara: Trakya Şarap Yolu

Bağlara gitmeyi hep sevmişimdir. Her fırsatını bulduğumda, bağlara gitmeyi, bağlarda gezinmeyi severim… Keyiflidir. Şarap kültürü gelişmiş ve yerleşmiş ülkelerde, bağları ve şaraphaneleri gezmek neredeyse bir yaşam biçimidir. Amerika’da, Fransa’da Avusturya’da, Güney Afrika başta birçok ülkede, bağ ve şaraphane ziyaretleri ve tadımları çok yaygın bir gelenektir. İnsanlar hafta sonlarını ailesiyle, çoluk çocuk bağlarda, şaraphanelerde geçirirler… Ülke ekonomisinin vazgeçilmezi, en önemli gelir kalemlerinden biridir. Yani, şarap kültürü olan ülkelerde; şarap, sadece şarap değildir.

Barbare Bağevi


Son yıllarda ülkemizde de bu kültür geliştirilmeye büyütülmeye çalışılıyor. Sektöre yeni giren neredeyse bütün şarap üreticilerimizin, bu yönde çalışmaları var. Hepsi şarap kültürünün, şarap turizminin gelişmesi için güzel örneklere imzaya hazırlanıyorlar. Ve sadece şarap satışından değil, şarap turizmini de geliştirerek, bulundukları bölgenin ekonomisine katkıda bulunmak istiyorlar… Bu bir organizasyon değil, insanlar biliyor ki yaşadıkları bölgeye yakın bağlar ve şaraphaneler, herkese haftanın belirli gün ve saatlerinde açık…  İstedikleri zaman gidebiliyorlar, bağları gezip, şaraplarını tadıyorlar ve sevdikleri şarapları da alıp gezilerini tamamlıyorlar. Bizde bu güzellikler, bu kültür yeni yeni oluşmaya başlıyor…


Sessiz ve derinden yürütülen Trakya Şarap Yolu Projesi, her türlü yasaklara ve engellemelere rağmen şarap kültürünü benimseyen insanlar tarafından önümüzdeki günlerde güçlenerek, güzelleşerek hayata geçeceğine hiç kuşkum yok. Zaten ufak ufak şarap gezileri, şarap turları başladı. Biz de bağların çağrısına uyarak bir hafta sonumuzu Trakya Şarap Yolu’nda 6 şarap üreticimizi ziyaret ederek geçirdik.


Cumartesi sabahı 07.30 da başlayan yolculuğumuza 10.30 gibi Mürefte’de Ganos Şarapları’nda, şarap sektörüne Tekel’den başlayarak uzun yıllar hizmet eden, sektörün duayenlerinden Tezcan Gürkan ağabeyimizi ziyaret ederek başladık. Sabahın bu saatinde üşenmeyip bizim için Ganos Şaraphanesi’ni açtığı için teşekkür ederiz. Kısa ziyaretimizde son çıkan yasaklarla artık şarap yapmayacağını öğrenip üzüldük. Keyifli bir şarap sohbeti sonrasında Ganos Shiraz 2006’lar ile ayrıldık..


Mürefte’de ikinci durağımız uzun yıllarda sofralık şarap üretiminde hizmet veren Uluca Şarapları oldu.  Kendi Bağları olan Erkul Bağları ve Mürefte’de ki bağlardan aldıkları üzümlerle 1965 yılında Orhan Erkul tarafından kurulan şaraphane, bugünde beton küvlerde şarap yapma geleneğini sürdürüyor. Bugün Bülent Erkul yönetiminde Onur ve Gizem Erkul’ unda girişimleriyle, şarap sektöründeki gelişmeye yakalayarak; şarap kalite performansını artırmaya çalışıyorlar.


Uluca Şarapları’ndan sonra Mürefte’den ayrılıp Tekirdağ Yazır köyündeki Umurbey Şarapları’nın geçtik. Umurbey adıyla bütünleşen Sauvignon Blanc şarapları kalmamış olsa da … Yonca Arıner ile kısa bir sohbeti sonrasında Umurbey’ ye çok yakın, adını da Barbaros köyünden esinlenerek alan, Barbare Bağlara ve Barbare Şarapları’na geçtik.


Barbare Bağları’nda Can Topsakal ve Özcan Yetiş tarafından karşılanıyorduk. Barbare Bağ Evi 6 odalı küçük bir pansiyon olmaya hazırlanıyor. Çalışmalar tüm hızıyla devam ettiği, sonbahara yetiştirilmeye çalışılan bağ evinin ilk misafirlerinden biri de biz oluyorduk.
Genel olarak eski dünya tarzı şarapları seven Nurol ve beni fazlaca mutlu eden güzel şaraplı, güzel saatler… Can bey sağ olsun 2007’den 2010 geniş bir Barbare şaraplarını bizimle paylaştı. Barbare Şarapları yola çıktığı günden beri Fransız önolog Xavier Vignon ile çalışıyor…  Dünya şarap sektörünün tanınan isimlerinden olan Xavier, Barbare Bağları’nda güzel şaraplara imza artıyor… Türk şaraplarının da kalite çıtasının yükselmesinde büyük katkı sağladığı bir gerçek…


2007 yılından üretilen ilk şarapları premier premier, premier shiraz ve premier cabernet sauvignon’un muhteşem performanslarından sonra, sıra tank örneklerini geliyordu… Tank ve fıçı örneği tatmayı çok severiz… İlk öpüşün coşkusu gibidir, aşk tazeyken insanın titretir. Güzel olacak şarap, daha ilk yudumda kendini ele verir. Soyunup dökünür, bütün çıplağıyla güzelliğini sergiler. Xavier ‘nin her tadımında plus plus notlar düştüğü Grenache 2011 çok harika bir şarap, keşke monosepaj olarak çıkarsalar demeden duramıyor insan… Anlaşılan o ki Barbare Şarapları için 2011 çok iyi yıl olmuş. Bizi şimdiden heyecanlandırdı…


Harika deniz manzarası ve insanın ruhunu okşayan muhteşem rüzgârıyla güzel şaraplı bir gece gecenin ardından, bağları seyrederek yapılan kahvaltı ve keyifli bağ yürüyüşü… Barbare Bağları’ndan Ağustos ortasında Xavier Vignon’nun geleceği tarihlerde görüşmek üzere ayrılıyoruz. Ağustos ayında bizi keyifli bir Barbare Bağları ve şarap yolu bekliyor….

Chateau Nuzun


Barbare Bağlarından sonra şarap sektörüne yeni katılan Barel Şarapları’na doğru yola çıkarken, bir kadeh şarap ile Tekirdağ köftesi yiyebileceğimiz bir mekânın olmaması üzüntüsünü yaşıyorduk. Biraz iletişim sorunuda olsa Barel Bağları’nın sevimli bağ evine ulaşabildik. Akın ailesiyle keyifli bir aile ortamında Barel Şarapları’nın 3 örneğini  göreve yeni başlayan Barel Şarapları önoloğu Gülçin  Akçay‘la birlekte tadıyoruz. Bize aile ortamında tadım keyfi yaşatan Barel ailesine teşekkür ederiz.


Son durağımız ise Nazan ve Necdet Uzun’un Chatea Nuzun’u oldu. Chateau Nuzun’da Hafta sonları 14.00 ile 16.00 arasında şarap tadımları her zaman oluyor. Ne zaman gitseniz yeni yasayla birlikte 1 lira karşılığında şaraplardan tadabiliyorsunuz. Sevdiğiniz şarapları da satın alabiliyorsunuz. Zira artık ücretsiz şarap tattırmak yasak. Her zaman gibi Necdet beyin keyifli ev sahipliğinde fıçı örnekleri ve yeni şişelenmiş şarapları tadıyoruz. Merlot 2012 fıçı örneğinin harika olduğunu söyleyebilirim. Birde birlikte etiketleyip bandrol yapıştırdığımız Shiraz 2011 ve alt segment için çıkarılan Chateau Nuz’larda oldukça iyi şaraplar… Türkiye’de butik şarapçılığın iyi örneklerinden biri olan Chateau Nuzun, Trakya Şarap Yolu’nda mutlaka görülmesi gereken üreticilerden biri…
Kadehinizden sevdiğiniz şarap eksik olmasın

 

Yorum