Barbare Şarapları ile Flavour Balancing Workshop

17 Mayıs akşamı, Galata sntrldükkan’da Barbare şarapları ile tadım atölyesi vardı, ancak bu sadece şarap tadımı olmakla kalmayıp Tim Hanni’nin yıllardır üzerinde çalışmalarını sürdürdüğü Flavour Balancing Workshop’ı Tülin Bozuyük tarafından uygulamalı şekilde anlatıldı. Barbare sauvignon blanc 2010, Barbare rose 2011, Barbare cabernet sauvignon-merlot 2009, Barbare elegance 2007 eşliğinde, çeşitli eşleştirmeler yaparak deneysel bir yolculuk yaptık.

Sohbetimize, önce Barbare savignon blanc 2010 içerek başladık. Tat alma duyusu ile ilgili, herkesin bildiği gibi eskiden sadece acı, ekşi, tatlı, tuzlu dışında ilk kez bir Japon bilim adamının tanımladığı “umami” sözcüğü ve bu tadın bulunduğu yiyeceklerin neler olduğu konusundaki bilgiler ile devam etti. Mantar da bu umami lezzetlerden biri, önümüzdeki tabakta bulunan çiğ mantarın tadının ne kadar da nötr olduğunu herkes test ettikten sonra, ekşi ve ya tuzlu ile birleştiğinde tadının ne kadar değiştiğine tanık olduk.

Daha sonra üzüme geçtik. Üzüm hangi şarap ile daha çok yakışıyor, hangi şarabın etkisini artırıyor ya da azaltıyor, asitli ve tuzlu tatlar ile nötr tatlar arasındaki farklar tek tek tadılarak şaraplar ile eşleştirildi. Herkesin tadarak, net olarak fark ettiği üzere şeker, kırmızı şarapların yoğunluğunu artırırken, asit içilen kırmızı şarabı yumuşatıyor. Baharatlar ve soslar çeşidine bağlı olarak, içinde bulunduğu yiyecekten bağımsız olarak, eşleştiği şarabın tadını algılamayı tamamen farklılaştırıyordu. Aslında şarap yemek eşleştirmelerinde hep üzerinde durduğumuz, ızgara bir balık ve ya etin soslu ya da ızgara oluşuna göre değişen şarap seçimimiz işte bu yüzden değişiyor. Tim Hanni’nin geliştirdiği bu sistem ile yiyeceklerimiz üzerinde biraz değişiklikler uyguladığımızda hangi şarabı içmek istiyorsak onu içebiliriz gibi bir sonuç çıkarabiliriz aslında. Yani yıllardır tartışılan balık ile beyaz şarap olmalı fikrine karşılık, balık üzerinde birkaç değişiklik ile kırmızı şarap da içebilecek olmak fikri, eminim tüm kırmızı şarap sevenleri heyecanlandırıyordur. Biraz tuzlu, biraz ekşi, biraz sos ve ya baharat evet artık balığınız bir merlot belki de cabarnet ile yenmeye hazır hale gelebilir. Bunun tartışılır tarafları var. Olabilir belki ancak, ben iyi tarafından bakarak Türk mutfağı ile şarap olmuyor yargısını yıkmaya yardımcı olabileceğini düşünüyorum. Belki bu tür oyunlar ya da denemeler ile bazı şaraplar ve yemekleri eşleştirmek hem eğlenceli hem de öğretici olur…

Bu denemelerden sonra peynir ve şarküteri tabağı ile başlayan yemeğimiz, etkinliğin yapıldığı yer olan sntrldükkan’ın en çok tercih edilen yemeği olan somon çorbası ile devam etti. Kırmızı ve yeşil biberler ve zerdeçalın da içinde olduğu bu çorba, yaz günlerinde bile içilebilecek hafiflikteydi…

Sohbet devam eder ve şaraplar hızla tükenirken, Tülin Bozuyük  Barbare  Prestige 2009  cabarnet sauvignon merlot kupajı açmayı teklif etti, tabii herkes kabul etti. Bu güzel bir gövdeye sahip karakterli şarabı biz daha da gelişmiş daha hoş bulduk…  Bu etkinlik de böyle bitti, öğrendiğimiz yeni bir mekan, deneysel bilgiler ve ağzımızda Barbare Prestige ‘nin  tadı…

Yorum