Barbare Bağları ve Şarap

Barbare Şarapları'na Keyifli Yolculuk...

barbare bağ evi

Barbare Bağları ve Şarapları ile tanışmamıza, şarapların etiketlerini tasarlayan Faruk Bil kardeşimiz vesile oldu. 2011 yılında Leb-i Derya’nın harika manzarası eşliğinde ilk şarapları tattık. Barbare Şarapları’nın kurucusu Can Topsakal ile burada tanıştık. Kısa ayaküstü sohbetimizde sıkı bir Châteauneuf-du-Pape ve Bourgogne hayranı olduğunu öğrendim… Hiç kuşku yok ki Fransa Avignon’da restaurant işletmesinin, bu tutkunun büyümesine ve çok sayıda şaraplar tatmasının etkisi fazla olmuştur.

Türkiye’de Fransız şarapları denince, şarap severlerin aklına genelikle Bordeaux gelir. Ben de severim. Benim için özellikle Bourgogne, Châteauneuf-du-Pape, Loire, Rhône, Alsace, Provance, Languedoc gibi şarap bölgelerini yeri daha bir ayrıdır. Şimdi fark ediyorum ki Can Topsakal’ın şarap beğenisindeki bu ayrıntı, Barbare Şarapları’nı daha dikkatli takip etmemize neden olmuş.

Barbare Bağları’nın 6 oda ile başlayan yolculuğu

Barbare Bağları’na ilk gelişimiz, 2013 yılının haziran ayında oldu. Tekirdağ’ın barbaros kasabası ile yazır köyü arasında yeralan Barbaros Bağevinin doğru dürüst yolu olmadığı için biraz maceralı olmuştu. Şaraphaneyi görüyor ama bir türlü ulaşamıyorduk. Ama sonrası yemyeşil asmaların arasında rüya gibi iki gün oldu. Barbaros Bağ Evi’nin açılması için son hazırlıklar yapıyordu. Türkiye şarap tarihinin dönüm noktalarından birine tanıklık ediyorduk. Barbaros Bağ Evi’nin 6 oda ile başlayan yolculuğu, bugün 50 odalı konsept bir bağ evi oteline dönüşüyor ve birçok butik şarap üreticisine de ilhan kaynağı oluyor.

İlk günden beri kuşku yok ki buraya gelen herkes, muhteşem manzarasına hayran oluyor. Her mevsim ayrı güzel, ilkbaharın coşkusuna, son baharın hüznüne ve her zaman hırçın rüzgarının büyüsüne kapılıyorsunuz. İstanbul’dan yaklaşık iki saatlik yolculuk sonrası, uzatılan hoş geldin kadehiyle şarap cennetine geldiğinizi anlıyorsunuz. Bizi büyüleyense, bağ evinin altındaki Barbare mahzeni oluyor. Bu harika mahzene inince, fıçıların arasından kayboluyoruz. İlk günden beri dikkatimizi çeken girişteki bağ haritası, şaraphane etrafında mikro teruar anlayışıyla dikilmiş; 4 Syrah, 4 Cabernet Sauvignon, 4 Merlot, 3 Grenache ve 2 Mourvedre üzümlerinden 17 farklı bağ gösteriyordu. Kim bilir belki ilerde, bu ayrıma daha iyi vurgulamak için bağlarının her birine hikayesine uygun adlar verilir. Barbare’de her şey château üretimine göre tasarlanmış ve sadece kendi bağlarından yetişen Ecocert sertifikalı organik üzümlerden şarap yapılıyor.

Kargatepe Bağları

Fakat bu yıl, ilk defa bu geleneğin dışına çıkılıyor ve Kargatepe Cabarnet Sauvignon ve Merlot Bağları’ndan Casa Combos karşımıza çıkıyor. Şarap henüz satışta değil Jaklin Güner’in isteğiyle, tutkusu olan Merlot üzümünden yapılmış tek bağ şarabı, sadece şaraphanede ve özel dostlara satılacak. Bizim için tam bir sürpriz oldu. Keyif notu yüksek Kargatepe Bağları’nın hikayesini belki de ayrıca yazmak gerekiyor.

Barbaros Bağ Evi çevresindeki ilk dikelen bağları, Can Topsakal ile yürüyerek gezmiştik. Harika deniz manzaralı, birine komşu farklı üzüm asmaları arasında yürüyünce, ilk bakışta birbirinin aynı gibi olan üzümlerin, asmaların ne kadar farklı olduğunu da daha iyi anlıyorsunuz. Hoş, bu yıl bağlar arasında gezinmeye üşeneler için hemen bağ evinin önüne bütün üzüm çeşitlerinden birer örnek asma dikilmiş, bağcılığa uygun toprağı ve konumuyla 230 dönüm arazi gezmeden bütün üzümleri yan yana görebileceksiniz. Elbette sabahın ilk şıklarında, bağların arasında gezmenin ve sonrasında o bağlardan gelen şarapları yudumlamanın keyfi başka olacaktır. 2013 yılında ilk yaptığımız gezi sonrasında tank ve fıçı örnekleriyle zenginleştirilmiş, Barbare Şarapları tadımı bizim çok keyifli bir deneyimdi.

Bugün ortalama 15-20 yıllık asmalarıyla, tam olgunluk günlerini yaşayan Barbare Bağları’nda yavaş yavaş yeni üzüm çeşitleriyle büyüyor gelişiyor. İlk bağlardan sonra dikilen Sauvignon Blanc, Cabernet Franc, Pinot Noir ve ilk yerli üzüm olarak da Karaoğlan’da için seçilen bağlarda da aynı hassasiyet izlenmiş…

Barbare Bağları sayesinde keyifli zaman dilimleri paylaştığımız sevgili Yudum Şaşmaz, Perihan, Özcan Yetiş, Erman Eren ve Tülin Bozuyuk’e birer kadeh Barbare şarabı kaldırarak teşekkür etmek isteriz. İyi sizleri tanımış, iyi ki bu yolcukta birlikte olmuşuz…

Barbare Bağları’nda Değişim Rüzgarları

Barbare Şarapları kurulduğu günden beri yakında takip ettiğimi bir şaraphane oldu… Neredeyse yılda bir iki defa Barbaros Bağı Evi’ne gelmişiz. Bağlar arasında ilk gün ki heyecanla fazla gezinmesek de ilk gün ki heyecanla tüm şarapları tatmış ve yolculuklarını tanıklık etmişiz. Keyif notlar yazmışız… Sevdiğiniz bir üreticinin şarap yolculuğuna tanıklık etmek, her yıl şaraplarının gelişiminin izleyerek, tadım notları yazmak bizim için büyük keyif oldu. Kuşku yok ki en keyifli tadımlarımızsa, şaraplara danışmalıktan öte bağların kontrolünden, şarap yapımının her aşamasına yöneten, Fransa’da önemli şatoların danışmanı olan önolog Xaiver Vignon ile yaptığımız tadımlar oldu. Ki sonraki yıllarda rehberliğinde Châteauneuf-du-Pape gezmek, hayatımızın unutulmaz anılarından biriydi…

Bugünlerde Barabaros Bağ Evi’nde değişim rüzgarları esiyor. Ki her zaman esen rüzgarıyla meşhurdur. Yenilen logosu ve dekoruyla birçok yeni etkinliklere, özel atölyelere ve kurslara hazırlanıyor. Şarap tadım atölyesi, mahzen turu, bağ gezisi, günübirlik ya da konaklamalı ziyaretçilerine hizmet vermeye devam ediyor.

Bir keyif notları geleniği olarak, her şaraphane ve şarabı hep pozitif değerlendirmeyle özen gösterdik. Keyifli Barbare yolculuğumuzda, elbette unutamadığımız çok şaraplar oldu. Karar vermekte, seçmekte çok zorlansak da bazı Barbare Şarapları’nın yeri daha bir ayrı…

Kadehinizden sevdiğiniz Barbare eksik olmasın…

 

 

Yorum